İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'ya, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "yolsuzluk" ve "terör" suçlarından dolayı başlattığı iki ayrı soruşturma kapsamında gözaltına alınmsının yankıları sürüyor.
Ülkenin bazı noktalarında protestoların düzenlenmesi ve Watsapp'a erişimin engellenmesi bu konunun ülke siyasetinde ve toplumunda önemli bir yer aldının göstergesi.
Mehr Haber Ajansı bu konuyu azeteci-Yazar Mustafa Kemal Erdemol'a sordu.
1- İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının siyasi sonuçları ne olacak? Kendisi cumhurbaşkanı adayı olacağını da daha önce açıklamıştı.
Siyasi sonuçları bu gelişme etkilemeyecek. Asıl etkileyici olan bu gelişme karşısında seçmenin davranışı olacak. Çünkü halkın genel duygusu Ekrem İmamoğlu'nun haksızlığa uğradığı yönünde. Bu sandığa da yansıyabilir. Çünkü daha önce de benzeri oldu. İmamoğlu ilk kez aday olduğu Belediye Başkanlığı seçimini 15 bin gibi küçük bir farkla kazanmıştı. Ancak Erdoğan iktidarı, bu kadar küçük farkla yenilgiyi kabul etmeyip, yasadışı biçimde seçimleri tekrarladığında bu sefer İmamoğlu 800 bin oy farkıyla kazandı. Buradan da anlaşılıyor ki Türkiye kamuoyu bir haksızlık gördüğünde buna tepkisini sandıkta gösteriyor. Uzun zamandan beri CHP oylarında çok ciddi bir artış var.
Son yapılan belediye seçimlerinde iktidar, kaleleri sayılabilecek kentleri kaybetti. Çünkü iktidarın yolsuzluklara boğulması, dış politikadaki başarısızlıkları, yol açtığı hayat pahalılığı, tek adam rejiminin sıkıntıları halkı CHP'ye yöneltti.
Bu nedenle CHP sürekli erken seçim çağrıları yaptı. İmamoğlu da Cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıkladı. Erdoğan onun karşısına bir rakip olarak çıkmayı göze alamıyor. Bu nedenle tüm dünyanın gözü önünde hukuksuzluk yapıyor. (Aslında hukuksuzluk yok, çünkü Erdoğan hukukun kendisi)...Örneğin 35 yıl önce aldığı diplomayı geçersiz kıldı, ki diplomanın iptal kararı vermeyen üniversite rektörünü istifaya zorladı. Üniversite rektörlüğü yerine, profesörler kurulundan iptal kararı çıkarabildi. Bu açık bir hak gaspı. Tüm bunlara karş halkta büyük öfke var. AKP kendi seçmeninin bile büyük çoğunluğunun desteğini kaybetti.
İmamoğlu ilk kez aday olduğu Belediye Başkanlığı seçimini 15 bin gibi küçük bir farkla kazanmıştı. Ancak Erdoğan iktidarı, bu kadar küçük farkla yenilgiyi kabul etmeyip, yasadışı biçimde seçimleri tekrarladığında bu sefer İmamoğlu 800 bin oy farkıyla kazandı. Buradan da anlaşılıyor ki Türkiye kamuoyu bir haksızlık gördüğünde buna tepkisini sandıkta gösteriyor.
Sadece rakiplerini değil, karşı olduğu herkesi gözaltına alıyor, yıllarca hapiste tutuyor. Bazı kişiler hakkında geriye dönük suçlamalar yapıyor, bu hukukun geriye doğru işlemeyeceği kuralına aykırı...İmamoğlu'nun tutuklanması ciddi bir kırılma oldu ülke siyaseti açısından.
AKP'nin iktidarını sürdüremeyeceği bir eksen doğdu. AKP hükümeti meşruiyetini yitirmiş bir hükümet durumunda. İmamoğlu her şeye rağmen aday olursa ya da bir başkası aday olursa kazanma ihtimali yüksek. Bu durumda ülke yeniden parlamenter sisteme dönme konusunda yeni bir evreye girecek. En büyük -olası- siyasi sonuç bu olabilir.
2- İstanbul belediye başkanlığı için Kayyum atanması söz konusu mu?
AKP iktidarı belediyeler başta olmak üzere muhalif gördüğü her kurumu yıllardır kayyumlarla yönetiyor. İstanbul Belediyesi'ne de kayyum atayabilir elbette. Ama tepkilerin yoğunluğu bunu zorlaştırıyor. Kayyum atarsa eğer, bunu yapmaktaki amacı, İstanbul'u mahvedecek olan kanal İstanbul Projesi'ni yaşama geçirmektir. Çünkü Türk mahkemeleri iktidarın bu projesini engellemişti. İktidar şimdi kayyumla yöneteceği belediye eliyle yeniden bu projeyi hayata geçirebilir.
3- Yandaş medya İmamoğlu'nun gözaltına alınmasını siyasi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söylüyor. Sizin yorumunuz nedir?
Yandaş medyanın işi iktidarın uygulamalarını çarpıtarak vermek. İmamoğlu'na yapılan suçlamaların belediye işleriyle ilgili olmadığı, başka suçlamalar getirildiği düşünülürse bu kararın tamamen siyasi olduğu anlaşılır. Çünkü yapılan tüm seçimlerde İmamoğlu iktidar karşısında kazandı. Seçimle durduramayacağı için iktidar İmamoğlu'nu yargı eliyle durdurma yolunu seçti. Yani her şeyiyle siyasi bir karardır İmamoğlu kararı.
yorumunuz