5 Oca 2025 08:00

Direnişin Mimarı 5. dosya:

Şehit Süleymani Emperyalist planları bozguna uğrattı

Şehit Süleymani Emperyalist planları bozguna uğrattı

Türkiye merkezli ON4 TV Haber Müdürü Hasan Akaras, Şehit General Süleymani'nin Emperyalist planları bozguna uğrattığını belirtti.

Kudüs Gücü eski Komutanı Şehit General Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi eski Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis, 3 Ocak 2020'de ABD’nin Bağdat Havalimanı'nda düzenlediği terör saldırısında şehit düştü.

İslam Devrimi’nin en popüler isimlerinden biri ve sulta düzenine karşı mücadelenin sembolü olan İranlı büyük komutan Şehit General Kasım Süleymani'nin şehadet haberi hemen dünyayı sarstı ve uluslararası birçok yankı uyandırdı.

Şehit Süleymani’nin İran'ın doğu sınırlarından Irak, Suriye ve Lübnan'a kadar çeşitli cephelerdeki rolü, onu direnişin merkezi haline getirmişti.

ABD’nin Şehit General Süleymani’ye suikast düzenlemekle bölgesel denklemleri değiştirmek ve direnişi zayıflatmak istiyordu. Ancak General Süleymani’nin şehadetinden 3 yıl geçmesine rağmen bölgedeki gelişmeler General Süleymani’nin şehadetinin direnişin faaliyetlerini aksatmadığını aynı zamanda bölgedeki etkisini artırdığını gösteriyor.

Mehr Haber Ajansı, General Kasım Süleymani'nin şehadet yıldonumu münasebeti ile ON4 TV Haber Müdürü Hasan Akaras bir röportaj gerçekleştirdi. 

1-Aslında General Süleymani direnişin mimarı olarak biliniyor. Bu direniş ekseni son yıllarda İsrail'in tehditlerine karşı durabilmeyi başarmıştır. Direniş ekseninin bölge halkı açısından kazanımı nelerdir sizce?

İran, İslam Devrimi’nden başlayarak bölgede yeni bir yol, metot ve düşünce ortaya koymuştur. Bu düşüncenin adı yıllar sonra ‘direniş’ olarak anılıp, bu düşünceye sahip olanların yer aldığı bloğa ‘direniş ekseni’ denmiş olsa da, bu aslında uzun yıllar öncesine dayanmaktaydı. İmam Humeyni, İslam Devrimi’nden sonra ümmete bir hedef belirledi, bunu da açıkça tüm dünyaya ilan etti. O hedef, Kudüs’ün özgürlüğüydü. İmam Humeyni’nin işaret ettiği bu hedefe Müslümanlar, Rehber Ayetullah Hamanei’nin himayesinde belki de bugün hiç olmadıkları kadar yaklaşmışlardır. 7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı Operasyonu ve sonrasında yaşadıklarımızın tamamı aslında bu hedefle yürüyüş olarak görülmelidir.

Elbette bu yürüyüşün güçlü bir şekilde yapılabilmesinde, İmam Humeyni, Ayetullah Hamanei ve diğer liderler kadar rolü olan bir isim de Kudüs şehidi Kasım Süleymani’dir. Biliyorsunuz Kasım Süleymani’ye Kudüs şehidi unvanını veren bizzat, Filistin davasının taşıyıcı kolonlarından biri olan Hamas’ın şehit lideri İsmail Heniyye’ydi. O dönem şehit Süleymani’nin Tahran’daki cenaze merasimine katılan Heniyye’nin sözlerini ben hiç unutmadım. Unutulmaması da gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Heniyye o gün çok açık bir şekilde Kasım Süleymani’nin kim olduğunu ve neler yaptığını anlattı. Hayatını, tüm ömrünü Kudüs’e, Filistin’e, direnişe adadığını söyledi. Bu nedenle de onu Kudüs şehidi olarak ilan etti.

Kasım Süleymani, direniş eksenini İran’dan başlayarak Yemen’e ulaşan coğrafyada örgütleyen, ayağa kaldıran, her cephesinde bizzat liderlik etmiş büyük bir komutandı.

Aslında Heniyye’nin, Kasım Süleymani’yi Kudüs şehidi ilan etmesi, tüm Müslümanlara bir mesaj, bir çağrı olarak görülmeli. Heniyye o gün, tüm dünyadaki Müslümanlara bir rol model olarak şehit Süleymani’yi gösterdi, Kasım Süleymani’nin mirasına tüm Müslümanların sahip çıkmasını istedi. Kasım Süleymani, direniş eksenini İran’dan başlayarak Yemen’e ulaşan coğrafyada örgütleyen, ayağa kaldıran, her cephesinde bizzat liderlik etmiş büyük bir komutandı. Suriye, Irak cephelerinde şehit komutan sayesinde ve onun liderliği ile Emperyalist planlar bozguna uğratıldı. Filistin’de, Gazze’de direnişin kapasitesinin artırılmasını, taş atan direnişçilerin füze fırlatan, İHA ateşleyen direnişçilere evrilmesini sağladı. Bugün Aksa Tufanı Operasyonu’nun üzerinden yaklaşık 15 ay geçmişken Gazze’den hala Siyonist İsrail’e füzeler ateşlenebiliyorsa, şüphesiz bu şehit Süleymani’nin mirasıdır.

Onun inşa ettiği bu cephe aynı zamanda, Aksa Tufanı Savaşı’nda Gazze’yi yalnız bırakmayan tek cephe oldu. Kasım Süleymani’nin mirası direniş cephesi, konuşarak, açıklama yaparak, kınayarak değil, silahıyla mücadele ederek, şehit olarak, bedel ödeyerek, bedel ödeterek sahada belirleyici güç olmayı başardı. Bu başlı başına bir kazanım olarak görülmelidir. Şehit Süleymani’nin mirası, bir tek Müslümanın bile hayrına herhangi bir politika üretmeyen Siyonist-Emperyalist cepheye karşı mücadele edilebildiğini pratikte göstermiş oldu.

Ayrıca şehit Süleymani’nin mirası, Müslümanların pratikte vahdete nasıl ulaşabileceklerinin de belgesi niteliğinde… Sünni Hamas ile Şii Hizbullah’ın kanının, Kudüs’ün özgürlüğü uğruna, Mescid-i Aksa uğruna nasıl birbirine karıştığına bakalım. Gazze halkı ile Lübnan halkının kanlarının aynı hedef uğrunda nasıl birbirine karıştığına bakalım. Bu Müslümanlar için bir vahdet pratiği oluşturmuştur. Bu da şüphesiz Kasım Süleymani’nin bizlere miras olarak bıraktığı en önemli kazanımlardandır. O yüzdendir ki, Hizbullah’ın şehit lideri Seyyid Hasan Nasrallah şehit olduğunda en büyük acıyı Filistin halkı yüreğinde hissetmiştir. Yahya Sinvar, İsmail Heniyye şehit olduğunda en büyük acıyı İran halkı, Lübnan halkı yüreğinde hissetmiştir. Çünkü direniş, tüm bileşenleri ile, Sünni-Şii demeden, Fars-Arap demeden kader birliği yapmıştır.

2-Temel olarak General Süleymani, Seyyid Hasan Nasrullah ve İsmail Heniyye'nin şehadetiyle direniş ekseninin başarısızlığına uğrayacağını düşündürdü. Sizce liderlerin ölümü bu eksenin faaliyetlerine etki eder mi?

Direniş liderlerinin şehadetleri, şüphesiz bizler gibi direnişin yanında olmaya gayret eden herkesi derinden sarstı ve üzdü. Her biri bir dünyaya bedel isimler, birer birer şehadete ulaştılar. Kasım Süleymani’nin şehadeti ilk büyük yara oldu direniş ekseni içerisinde. Aksa Tufanı Savaşı sırasında da Seyyid Hasan Nasrallah, Seyyid Haşim Safiuddin, İsmail Heniyye, Yahya Sinvar gibi büyük liderleri, komutanları şehit verdik. Elbette şehadetin en çok yakıştığı kişiler de onlar. Mücadele ile geçen bir ömrün yatakta bitmesi beklenemez elbette, onlar da bunu çok iyi bilen ve her zaman anlatan, kısacası şehadeti dileyen liderlerdi.

Ancak onların şehadeti, direniş cephesi için görünürde bir kayıp olsa da, aslında on yıllar boyunca tüm cephelerde direniş güçlerinin yollarını aydınlatacak birer meşaleye dönüşmüş olmaları açısından kıymetlidir. Bugün Kasım Süleymani’yi ve diğer şehit liderleri dünya genelinde çok daha fazla insan tanıyor, çok daha fazla insan seviyor ve anıyor. Bu onların şehadetlerinin Siyonist rejim için bir başarı, direniş cephesi için de bir başarısızlık olarak görülemeyeceğini gösteriyor.

Liderler, direniş yolunu, metodunu pratik olarak başta cephelerdeki binlerce direniş erine, daha sonra da cephe gerisinde farklı görevlere sahip milyonlarca direniş ruhlu insana gösterdiler. Onların yaktıkları bu meşalenin, zafere kadar sönmeyeceğine eminim.

3-Siz Şehit Süleymani'nin İran-Irak ilişkilerindeki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Irak uzun yıllar terör sarmalında büyük acılar çekti, büyük bedeller ödedi. ABD’lilerin bölgede istikrarsızlığa neden olmak için kurdukları terör örgütü IŞİD, Irak’ta terör estirirken, şehit komutan Kasım Süleymani Irak halkı ile birlikte mücadele etti. Irak’ın IŞİD’den temizlenmesi, emperyalist-Siyonist projenin yenilgiye uğratılmasında büyük pay sahibi oldu. Şehadeti de yine resmi bir ziyaret için gittiği Irak’ta, doğrudan en büyük terör örgütü olarak ABD’nin eliyle gerçekleşti. Üstelik onunla birlikte, Irak’ın büyük komutanlarından Ebu Mehdi el Mühendis de şehadete ulaştı. İran ve Irak’ın iki büyük komutanının kanı birbirine karıştı. Bu şehadetler, İran ile Irak arasındaki, özellikle de halkların kalplerindeki dostluğun sonsuzluk mührü oldu.

Üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen, İran’da olduğu gibi Irak’ta da şehit komutanlara vefa gösterilmesi, Irak halkının Ebu Mehdi el Mühendis’le birlikte, şehit Kasım Süleymani’yi de anmaları bunun en büyük kanıtı. Bu iki halk arasındaki dostluk ve kardeşlik ilişkisi, batılı emperyalistler ne yaparsa yapsın bozulmayacaktır. Dolayısıyla şehit Süleymani, hem yaşamında verdiği mücadele ile hem de şahadeti ile İran-Irak ilişkilerinde sağlam bir temel olmuştur.

News ID 1923112

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
  • captcha