14 Nis 2025 12:59

El Mayadeen: Tahran masada üstün, ABD geri adım atıyor

El Mayadeen: Tahran masada üstün, ABD geri adım atıyor

El Mayadeen, İran ile ABD arasındaki nükleer müzakerelerle ilgili yayınladığı analizde, Tahran’ın şu anda nükleer alanda daha güçlü bir pozisyonda bulunduğunu ve nükleer programını durdurma ihtimalini kesin bir dille reddettiğini yazdı.

El Mayadeen, İran ile ABD arasındaki nükleer müzakerelerle ilgili yayınladığı analizde, Tahran’ın şu anda nükleer alanda daha güçlü bir pozisyonda bulunduğunu ve nükleer programını durdurma ihtimalini kesin bir dille reddettiğini yazdı.

Görüşmelerin arka planı ve stratejik dengeler

El Mayadeen’in haberine göre, İran ile ABD arasındaki dolaylı müzakerelerin ilk turu Umman’ın başkenti Maskat’ta gerçekleşti. Haberde, sadece iki tarafın pozisyonu değil, aynı zamanda diğer ülkelerin bu sürece yaklaşımı da ele alındı.

Raporda, Trump yönetiminin göreve geldiği günden bu yana İran’a karşı ekonomik baskı ve sınırlı askeri tehditlere dayalı saldırgan bir strateji benimsediği belirtiliyor. Trump, tehditlerini farklı cephelerde yüksek tonda dile getiriyor; ancak İran söz konusu olduğunda, durumun daha karmaşık ve belirsiz hale geldiği ifade ediliyor.

İran tarafı, müzakere masasına oturmasının arkasında iki ana motivasyon olduğunu belirtmiş:

 1. Ekonomik yaptırımların kaldırılması

 2. Bölgesel stratejilerini yeniden kurgulamak için zaman kazanmak

İran, ABD’nin siyasi şantajlarına karşı çıkıyor ve nükleer programını 2015 yılındaki nükleer anlaşmadaki (JCPOA) başlangıç noktasına döndürmeyi reddediyor. İran’ın şu an daha ileri bir nükleer kapasiteye sahip olduğu ve bu nedenle her türlü program durdurma talebini kesin olarak reddettiği vurgulanıyor.

Bu arada, Trump da sadece İran’ın nükleer silah elde etmesini istemediğini söylüyor, ama nükleer programın kendisini tamamen reddetmiyor. El-Meyadin’e göre bu, ABD’nin önceki pozisyonuna göre bir geri adım ve Washington’un önceki taleplerinden bazılarını terk etmek zorunda kaldığını gösteriyor.

Uluslararası tarafların yaklaşımı

El-Meyadin, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun görüşmeleri yakından izlediğini ve sürece müdahil olmaya çalıştığını yazıyor. Netanyahu hem İran’a baskıyı artırmak hem de iç siyasetteki konumunu güçlendirmek için bölgedeki gerilimden faydalanmak istiyor.

Çin de dolaylı olarak bu müzakere sürecinin içinde yer alıyor. Trump, İran dosyasını hızlıca kapatarak Çin ile olan büyük mücadeleye odaklanmak istiyor. Yakın zamanda başlattığı ticaret savaşları, Amerika’nın küresel üstünlüğünü yeniden tesis etme çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Trump’ın küresel egemenlik projesinin çöküşü

El Mayadeen’e göre, Trump dengeli anlaşmalarla yetinmiyor, tam bir küresel hâkimiyet kurmak istiyor. Bu stratejinin başarısız olması durumunda ise daha sert yöntemlere – ekonomik yaptırımlar ve askeri müdahaleler – başvurabilir ki bu da küresel güçlerin çıkarlarıyla çelişiyor ve uluslararası gerilimleri kaçınılmaz hale getiriyor.

Buna rağmen, Trump’ın içerde karşı karşıya kaldığı istikrarsızlıklar da dikkat çekiyor:

Hükümet karşıtı protestolar, sürekli yaşanan siyasi ve ekonomik krizler, suikast senaryoları ve medya ile finans dünyasındaki büyük aktörlerin direnişi.

Sonuç: Güce dayalı siyaset ve belirsiz gelecek

El-Meyadin, Trump’ın aşırı ve saldırgan politikalarının sadece siyasi düzeni değil, onun temel kavramlarını da yıktığını vurguluyor. Güce dayalı yeni bir düzen kurmaya çalışan Trump’ın karşısında ise onun düşüşünü bekleyen geniş bir cephe olduğu ifade ediliyor. Bu cephe, Trump’ın dünya siyasetini kaotik şekilde değiştirdiğine inanıyor ve onun gidişine hazırlanıyor.

News ID 1926009

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
  • captcha