Leyla Ferahani: Tahran’daki Filistin Çağdaş Sanatlar Müzesi, yerinden edinme, direniş ve vatana dönüş temalarını işleyerek Filistin halkının umut ve mücadele dolu hikayesini sanatla buluşturuyor.
Burada sadece fotoğraflar duvara asılmadı. Rüyalar, sesler ve bir kampın aniları duvarda nefes alıyor. Bu müze, 2023 yılında gerçekleşen bir deneyimin hikayesidir.
Aksa Tufanı'ndan sonra fotoğrafçı Veheb Ramzi, Lübnan’daki Filistin mülteci kampına gitti. Orada yapıları, duvar resimlerini, grafitileri gördü; kahkahaları ve hıçkırıkları işitti ve en önemlisi insanlarla ve onların hikayeleriyle karşılaştı. Bu müze, onun Lübnan'daki 4 Filistin mülteci kampında yaşayan Filistin halkını fotoğraflamasının bir sonucudur.
Bu fotoğraflar ve yapılar sadece yerinden edinme ve acının bir hikayesi değil, aynı zamanda Siyonist rejimin ağır gölgesi altında unutulmuş insanların, susturulmuş hayatların anısına bir saygı duruşudur.
Kimsenin adlarını duymadığı insanların hikayesi…
Okuyun, duyun ve bu deneyimin sizinle konuşmasına izin verin.
1- Yerinden edinme
Eski kamera
Her fotoğraf bir hikaye anlatır ve her mültecinin fotoğraf albümü, onun hayatının görsel tarihidir.
Veheb Ramzi Filistinli mültecilerin albümlerinden seçmeler toplamış. Ramzi bir eski kameraya denk gelmiş. Yerinden edilen ailelerin anılarını kaydeden bir kamera. Fotoğraflar konuşmadan çok şey anlatıyor. “Biz de bir zamanlar bir halktık, kendi evimiz vardı. Dünyanın diğer insanları gibi istediğimiz yere giderdik ve en basit işler için kimliğimizi kanıtlamak zorunda değildik. Vatanımıza aittik…”.
"Bu tablo İran'a gidecek"
Abdulmu’ti Abu Zeid, Filistinli bir ressamdır. Tüm eserleri arasından yalnızca “Endişeli İki Göz” tablosunu İsrail bombardımanlarının altından kurtarabilmiştir.
Gençlik günlerinden geriye kalan bu tek tabloyu satmaya, yalnızca bir teselli ile razı olur: “Tablo İran’a gidecek.”
Yaşam mücadelesi
“Kamp,” iki mekan arasındaki bir boşluktan doğar.
Ev inşa etmek, bir misafirin işi değildir.
Ancak şimdi 75 yıldır, Lübnan’daki yerinden edilmiş Filistinliler burada kalıcı hale geldi ve Burc el-Baracneh’de her şeyin normale dönmesini bekliyor.
2- Direniş
İsrail'den daha eski olan anahtarlar
Eylül 1984’ün sonlarında, El-Hales köyünde çığlıklar ve silah sesleri yankılandı.
Sokaklarda bir ses duyuluyordu: “Kaçın!”
Ayşe, kız kardeşi ve annesi evin anahtarlarını alıp, geri döneceklerini düşünerek ocağın altını bile kapatmadan bir diğer köye sığındılar.
Şimdi, yıllar sonra, Ayşe geriye kalan o anahtarların tek mirasçısıdır.
83 yaşında olan Ayşe, Filistin toparağını saklayarak evine dönmeyi bekliyor.
Kıyafetinde görülen nakışlar, Filistin’in kültür ve sanatından ilham alan “Tatriz” sanatının bir parçasıdır.
3- Dönüş
"Ben Filistinliyim"
Hiba; Kendini bir mülteci olarak görmeyen ve “Ben Filistinliyim” diyen bir kız.
24 yıllık hayatını kampta geçirmiş olsa da, vatanına dönmek için bavulu hazır ve bekliyor.
“Bize ait olan yere geri döneceğiz”
“Dönüş” kelimesi Filistinliler için milli ve kutsal bir inanç ve slogan haline gelmiştir: “Bize ait olan yere geri döneceğiz.”
yorumunuz