Deniz Baykal’ın 2010’da başkanlık görevinden istifa etmesi ardından “Kemal Kılıçdaroğlu”nun yeni genel başkan olarak CHP’nin başına geçmesi ilk başta çoktan beri solmaya yüz tutan değişim umutlarını yeniden yeşertmeği başardı.
Fakat ortaya çıkan bir sürü olumlu ve büyük devinimlere rağmen yeni CHP Genel Başkanı’nın aslında siyaset arsasında ikincilik için yaratılması konusunun Türk kamuoyuna ispatlanması pek gecikmedi...
Kılıçdaroğlu’nun liderliğiyle katıldığı tüm seçimlerde ikincilikten daha fazlasına ulaşamayan CHP artık “Bay Kemal”in de “Recep Tayyip Erdoğan” ile rekabet gücüne sahip olmadığını göstermiş oldu.
Orta sol yaklaşımıyla tanınan “Kemal Kılıçdaroğlu”nun Alevi geçmişi ile bazı iddialara göre de Kürt kimliğine sahip olması nedenlerinden dolayı başkanlık koltuğuna seçilmesi de göz ardı edilmemeli; bunun asıl amacı ise partinin dağınak ortamının toparlanması ve ayrıca dindar kesim ile Kürt vatandaşların belli bir oranda oylarını kazanmaktı.
Hiç şüphesiz Kılıçdaroğlu’nun huzurlu ve soğukkanlı kişiliği yüksek bir karizma ile hitabet yeteneğinin yanı sıra laf sokma kabiliyeti gibi bazı niteliklerin olmasını gerekli hale getiren Türk siyaset sahasında pek etkili olamaz. CHP Genel Başkanı’nın son yıllarda yaptığı tüm uğraşlar da Erdoğan’ın sert ve karizmatik kişiliği karşısında boy göstermek için herhangi bir şansa sahip olamıyor.
İnce’nin iktidar hareketliliği
“Muharrem İnce”nin başını çektiği CHP’deki belli başlı muhalif sesler yeni başkanın göreve başladığı daha ilk günlerinden beri yükselmeye başladı, ancak iki tarafın ilk nefes kesici karşılaşması 2014 senesinde muhalif kesimin hayal kırıklığına uğramasıyla sonuçlandı.
Bu süreci takip eden 2018 olağanüstü kurultayında da İnce’nin iktidar hareketliliği yeniden hezimete uğrayarak yönetime muhalif siyasetçinin yapılan başkanlık seçimine yönelik sert tavırlarına karşın yenilgiyi kabul etmesiyle sona erdi.
Bir zamanlar fizik öğretmenliği yapan 54 yaşlarındaki “Muharrem İnce” 2002 yılından 2015’e dek katıldığı tüm seçimlerde CHP için parlamentodaki kürsüsünü korumayı başararak Kılıçdaroğlu’na ters zor şartlarda daha mücadeleci bir tavır ortaya koyma yeteneğine sahip.
CHP’nin iki önemli ismi arasında yapılan kıran kırana rekabet ise 24 Hazirandaki çifte seçimler vasıtasıyla yepyeni bir aşamaya ilerlemiş oldu.
İnce için sürpriz fırsat: Cumhurbaşkanlığı seçimleri
24 Haziran’daki seçimler görünüşte “Recep Tayyip Erdoğan”ın yeniden Türkiye Cumhurbaşkanı olarak seçilip iktidardaki yerini korumasına neden olsa da CHP’nin yenilen adayı “Muharem İnce” için de büyük bir başarı armağan etti. Cumhurbaşkanlığı ile parlamento seçimlerinin eş zamanlı olarak gerçekleşmesi ve İnce’nin partisinden daha fazla oy almayı başarması tek bir gerçeğin göstergesiydi; İnce, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu yendi!
Böylece CHP’deki muhaliflerin uzun bir zamandan beri peşinde olduğu altın fırsat açığa çıktı; Erdoğan’ın ardından seçimden galip ayrılan ikinci isim hiç şüphesiz “Muharrem ince” idi.
Birçok CHP’linin yıllardır uğradığı art arda seçim başarısızlığı ile umutsuzluktan doğan büyük yapısal ve yönetimsel değişiklik beklentileri omuz omuza vererek İnce’nin liderliğindeki muhalif kanadın “değişim” mantığına dayanarak yeni başkan seçiminin yapılacağı olağanüstü kurultaya çağrıda bulunmasına yol açmıştır.
Öte yandan da belki artık iktidara karşı halen direnmeye çalışan muhalefetin kendi içerisinde büyük değişikliklere imza atarak tarihi kararlar alma zamanı geldi.
Tahminlere göre, Kemal Kılıçdaroğlu ile arkasındaki başkanlık cephesinin her çeşit yönetim değişikliğine şiddetli bir şekilde karşı çıkmasına karşın İnce’nin başlattığı “değişim” hareketi durmadan ilerlemeye devam edecek.
Kamran Azar
yorumunuz