ABD Başkanı Donald Trump, uluslararası toplumdan gelen tüm tepkilere karşın dün akşam saatlerinde Kudüs'ü İsrail'in resmi başkenti olarak tanımlayarak Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınacağını açıklamıştı.
Trump'ın açıklamasından dakikalar sonra tüm Arap ve Müslüman devletlerden gelen sert tepkiler yağmaya başladı.
1995'ten bu yana göreve gelen her ABD Başkanı, bunun için doğru zaman olmadığını belirterek, ABD Büyükelçiliği'nin Tel Aviv'den Kudüs'e taşınmasını ertelemişti.
Bu bağlamda Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) üst düzey liderlerinden İsmail Rızvan, Mehr muhabirlerinin sorularını aşağıdaki şekilde yanıtladı:
Donald Trump'ın Kudüs kararı hakkındaki değerlendirmeleriniz nedir? Sizce bu tutumun sonuçları ne olacaktır?
Biz her zaman ABD Başkanı Trump'ın Kudüs kararına karşı olduğumuzu bildirdik. ABD’nin bu adımı aslında Filistin halkı başta olmak üzere Araplar ve İslam dünyasına yönelik bir saldırıdır. Trump bu kararla, inkar edilemez tarihi gerçekleri çarpıtmaya çalıştı. Şüphesiz Kudüs Filistin'in ve Arap ve İslam dünyasının sonsuz başkenti kalacaktır.
Gerçek şu ki, Yahudiler Filistin topraklarında herhangi bir hakka sahip değil ve bu kararla Kudüs’ün tarihi ve dini gerçekleri değişemez. Bizler sahip olduğumuz tüm gücümüzle buna karşı duracağız. Bunun yanı sıra Trump’ın zalimce kararına karşı tüm seçenekler masada. Seçeneklerimizden birisi, siyasi yollarla uluslararası kurumlarda onlara karşı soruşturma başlatmaktır. Diğer seçenek ise, elimizdeki tüm araçlar vasıtasıyla müttefiki olan Siyonist Rejim’e karşı çıkmaktır. ABD, bugün ülkemizin işgalinde Siyonistlerle ortaklık yaptığını ispatladı.
ABD'nin Kudüs'ü Siyonist Rejim'in resmi başkenti olarak tanımasıyla birlikte Filistin’de yeni bir İntifada'nın başlatılmasına sebep olabilir mi?
İntifada, Siyonistlere karşı uygulanan bir saldırı dalgasıdır. Kudüs'ün Siyonist Rejim'in resmi başkenti olarak tanımlanması İntifada ateşini alevlendirebilir. Şu anda, Amerikanlar ve Siyonistlerin son maceracı girişimlerine karşı her türlü direniş şekli gündemde ve zalimce karara yönelik sert bir yanıt verilecektir.
Arap ve İslam ülkeleri hep birlikte ABD Başkanı Trump'ın Kudüs kararına karşı sert bir şekilde tepki gösterdiler. Size göre bu sözlü duruşlar Washington'un kararına karşı yeterli olur mu yoksa pratikte ciddi bir adımın atılması mı gerekiyor?
Arap ve İslam devletlerinin sözlü duruşları ve tepkilerinin yanı sıra Amerikanlar ve Siyonistlere karşı pratik adımların atılması çok önemli. Müslüman olan ülkelerin duruşlarının seviyesi Kudüs’ü tehdit eden tehlikenin seviyesiyle eşit olmalıdır. Bu nedenle İslam ülkeleri için pratik bir yaklaşım gerekmektedir. Kanaatimce onlar ülkelerindeki ABD büyükelçilerini çağırıp itirazlarını iletmeli ve Arap ülkeleri de ABD ile siyasi ve ekonomik ilişkilerini kesmeli.
Trump'ın Kudüs kararının açıklanmasıyla birlikte Filistin Özerk Yönetimi ile Siyonist Rejim arasındaki sözde uzlaşma sürecinin sona erdiğini söyleyebilir miyiz?
ABD Başkanı, Kudüs’ü Siyonist Rejim’in resmi başkenti olarak tanımlayıp Filistin Özerk Yönetimi ile Siyonist Rejim arasındaki uzlaşma mücakerelere de son darbeyi vurdu. Şimdi ise Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas'ın Siyonist Rejim’le uzlaşma müzakerelerinin başarısızlığını açıkça ilan etme zamanı geldi.
Bugün ABD Başkanı'nın son kararına karşı durmak için ulusal birliği güçlendirme zamanıdır. Amerika ve müttefiki olan Siyonist Rejim’e karşı tek yöntem “direniş” yoludur.
Muhabir:
Ramin Hossein Abadian
yorumunuz