ABD’nin İran'a yaptırımlardan muaf tutulan 8 ülkenin muafiyet hakkının uzatılmayacağını açıklamasının ardından tartışmalar sürüyor. ABD’nin söz konusu hamlesi Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore, Tayvan, İtalya ve Yunanistan’ın yanı sıra Türkiye’yi de kapsıyor. Peki, karar hayata geçirildiği takdirde, doğalgaz ihtiyacının yüzde 17'sini İran’dan sağlayan ve İran’ın da bulunduğu Astana ülkeleriyle birlikte Suriye’de barış ve istikrarı tesis etme yönünde önemli adımlar atan Türkiye, bu karardan nasıl etkilenir? Dışişleri Bakanı Sayın Çavuşoğlu’nun kısa bir süre önce bahsettiği üzere Türkiye ve İran arasında, ABD’nin yaptırımlardan kaçınmak amacıyla, INSTEX benzeri bir ticaret mekanizması kurulabilir mi? Konuyu, Ulusal Kanal İran Temsilcisi Yakup Aslan Sputnik'e değerlendirdi.
ABD’nin hamlesinin Türkiye’yi olumsuz şekilde etkileyeceğine işaret eden Aslan, Türkiye’nin İran’dan önemli ölçüde petrol ithal ettiğini hatırlatarak “Petrol ihracatı dendiği zaman ilk akla gelen bir ülkenin yakıt ihtiyacını karşılaması. Enerji bağımlılığımızı da bu şekilde açıklıyoruz ama petrol sadece bununla açıklanmıyor. Elimizde tuttuğumuz plastikten, cep telefonunun bileşenlerine, tekstil malzemelerine, hayatın her yönünde kimya endüstrisi var. Petrokimya endüstrisinin de elinde bulundurduğu ihtiyaç kaynağı olarak hammaddenin kalite oranına baktığımız zaman İran, neredeyse dünyadaki en kaliteli petrokimya yönündeki petrole sahip. Dolayısıyla Türkiye hem enerji alanında, yani petrol fiyatları anlamında, hem doğalgaz anlamında ciddi sekteye uğrayacak. Dünyada bitümü en kaliteli üreten ülke, İran. Dolayısıyla yürüdüğümüz yoldan, soframızdaki alet edevata, gündelik hayatta kullandığımız kılık kıyafete kadar, bunu üreten ara üreticiler, bunların tamamı İran’a uygulanan ambargodan etkilenecek” dedi.
Petrol fiyatlarının yükselmesinin Türkiye’ye olumsuz etki edeceğine işaret eden Aslan “Petrol fiyatlarının yükselmesiyle karşı karşıyız. Biz Suudi Arabistan’dan da, Birleşik Arap Emirlikleri’nden de, Rusya’dan da ya da diğer petrol üretici ülkelerden de ihtiyacımızı karşılasak da, ulaşımlarıyla birlikte enerji maliyetimiz artacak. Neticede İran, yanıbaşımızdaki bir ülke. Üstelik bu ambargo, sadece enerji piyasasını değil, Türk siyasetini de etkiliyor. Çünkü bir kamplaşma durumu da bekleniyor. Bir yanda Venezüella ve Libya’nın durumunu öte yanda Türkiye’ye yönelik S-400 baskıların düşündüğümüzde, Türkiye’nin bu ambargolardan siyasi anlamda da etkileceğini söylemek mümkün” diye konuştu.
Türk yetkililerin 6 ay önce ABD’ye giderek İran’a dönük yaptırımlarla ilgili çeşitli görüşmeler yaptığını, aynı konunun Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın son ABD temaslarında da gündeme geldiğini söyleyen Aslan “Türkiye’nin önümüzdeki dönemde İran’la ticarete devam edip etmeyeceği konusu önem kazanıyor. Neticede Ankara-Tahran ilişkileri sadece enerji meselesine indirgenemeyecek kadar köklü. Ankara’nın bu konuda üçüncü bir ülkenin tayin yetkisini kabul edip etmeyeceği önemli bir soru işareti. Ancak malum, Türkiye-ABD’nin özellikle 1.5 yıllık süreçte, ilişkileri son derece iniş çıkışlı. Bu süreci de değerlendirmede bir etken olarak alırsak, ben Türkiye’nin İran’la ticarette devam etme yolunda bir direnç göstereceğini düşünüyorum. Tabii, ABD Türkiye’ye dönük yeni ekonomik ambargolar uygularsa, Türkiye’nin bu olası yeni tehditleri nasıl göğüsleyeceğini hep birlikte göreceğiz. Bu süreçte, Türk ekonomisi buna ne kadar dayanabilecek? Bu merak konusu. Türkiye’de iyiye gitmeyen ya da iyi gitmeyen bir ekonomi yönetimi var. Petrol fiyatlarının artışı bölgedeki siyasi hatta askeri gelişmeler de bizim ekonomimizi direkt hedef alacak. Bence ambargolardan bölgede en fazla etkilenecek ülkenin, İran kadar, Türkiye olduğunun altını çizmekte fayda var. Böyle bir durumda Türkiye’nin Moskova, Pekin ve diğer bölge ülkelerinin desteğine ihtiyacı olacak” değerlendirmesinde bulundu.
Sürecin İran’ın istediği gibi ilerlediğini söyleyen Aslan “Süreç şu an süreç İran’ın istediği şekilde seyrediyor. İran ne istiyordu? Petrol fiyatlarının artmasını istiyordu. Böyle bir ambargo olursa uluslararası anlamda petrol fiyatları artacak ve uluslararası bir kamuoyu baskısı Washington yönetiminin üstünde oluşacak. Daha önce ABD, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın oluşan boşluğu dolduracağına dair bir açıklama yapmıştı. Üretim kapasitesi ve teknik altyapıya baktığımız zaman bunun da mümkün olmadığı şeklinde güçlü yorumlar var” diye ekledi.
yorumunuz