8 Mar 2021 11:39

Kalın: Erdoğan ve Biden muhakkak görüşecek

Kalın: Erdoğan ve Biden muhakkak görüşecek

Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Biden’ın birçok iç politika konularıyla meşgul olduğunu iyi biliyorum. Biz meslektaşlarımızla temaslarımızı kurduk ve iyi bir başlangıç yaptık, muhakkak iki başkan da görüşeceklerdir." dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, cumartesi günü Bloomberg ile gerçekleştirdiği mülakatta, ABD ile yaşanan S-400 geriliminden Avrupa Birliği ve Arap dünyasıyla ilişkilere kadar çeşitli konularda soruları yanıtladı. Kalın’ın mülakatında öne çıkan konu başlıkları şöyle:

"Doğru partnerle çalışmalıyız"

ABD’nin PYD/YPG’ye verdiği desteğin yanlış bir politika olduğunu düşünüyoruz. Eğer doğru partnerlerle çalışırsak PYD/YPG’ye gerek kalmaz ki bunlar PKK’nın Suriye uzantıları. ABD’li yetkililer dahil bunu herkes biliyor. YPG’ye verilen destek bizim için bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Bu, ABD yönetimiyle önemli bir anlaşmazlık konusu. ABD yönetimi Obama döneminde başlayan ve Trump yönetimiyle devam eden YPG’ye destek politikasını devam ettirecek gibi görünüyor. Biz de PYD/YPG’ye verilen desteğin durdurulması gerektiğini, çünkü bunun ikili ilişkilerimizi bozduğunu söylemeye devam edeceğiz. Verilen bu destek, Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi bütünlüğünü de tehdit ediyor. Ayrıca Suriye içinde başka gerginliklere ve problemlere de yol açıyor.

Türkiye ve ABD’yi bölen en temel 3 konu; ABD’nin PYD/YPG’ye verdiği destek, S-400’ler ve CAATSA yaptırımları. Ayrıca FETÖ elebaşının ABD’de kalmasına izin verilmesi

"Çok karamsar bir resim yok"

Türkiye ve ABD’yi bölen en temel 3 konu; ABD’nin PYD/YPG’ye verdiği destek, S-400’ler ve CAATSA yaptırımları. Ayrıca FETÖ elebaşının ABD’de kalmasına izin verilmesi. Ne yazık ki şu ana kadar bu konularda herhangi bir ilerleme olduğunu ve adım atıldığını görmedik. Bu sorunlar, bizim milli güvenlik endişelerimizin kalbini oluşturuyor. Başka alanlarda, mesela Libya’da, Irak’ta terörizme karşı bir noktaya kadar beraber çalışabiliyoruz. Yani, çok karamsar bir resim var diyemeyiz. Fakat bu konuları yapıcı bir diyalog yoluyla çok şeffaf ve samimi olarak konuşarak çözebileceğimize inanıyoruz. ABD politika yapıcılarının anlaması gereken şey, bu konuların bizim için ne kadar hayati bir öneme haiz olduğu. S-400 kararı Türkiye’de bir gecede alınmadı. Uzun bir sürecin sonucuydu. Suriye savaşının ortasında ABD’nin birden bire Patriot bataryalarını çekmesi bizim için çok büyük bir sürpriz oldu. Arkasından Almanya da aynı şekilde sistemlerini Türkiye’den çekti ve sadece İspanya’nın sistemi Türkiye’de kaldı. Müttefiklerimizin Patriotlarını Türkiye’den çekmelerinin ardından, biz onları satın alamadık çünkü ABD tarafındaki bazı meslektaşlarımın söylediklerinin aksine, bize uygun ve iyi bir teklif sunulmadı. Onların bize sunduklarını söyledikleri iyi teklifi biz görmedik. Her şeye rağmen Cumhurbaşkanımız, Trump’a Patriotları almaya hazır olduğumuzu belirtti. Elimizdeki S-400’ler NATO savunma sistemine entegre edilmeyecek ve böylece NATO savunma sistemine bir tehdit oluşturacak pozisyonda da olmayacaklar. Patriotların yanı sıra Fransız-İtalyan ortaklığı ile üretilen SAMP/T füzelerini de almak istiyoruz. Ancak Fransa Suriye’yi bahane ederek bu süreci engelleme kararı aldı. Fransa ile bu süreci hızlandırabilmek için görüşmelere devam ediyoruz. Bizler seçeneklere kapıları kapatmıyoruz.

"İki lider muhakkak görüşür"

Biden’ın birçok iç politika konularıyla meşgul olduğunu iyi biliyorum. Biz meslektaşlarımızla temaslarımızı kurduk ve iyi bir başlangıç yaptık, muhakkak iki başkan da görüşeceklerdir.

"İkinci S-400’de süreç devam ediyor"

(İkinci S-400 paketiyle ilgili süreç) İlk anlaşmayla ilgili süreç devam ediyor ve hepsi aynı sürecin parçası. Aynı anlaşmanın değişik aşamalarda uygulanmasıyla ilgili süreç işliyor.

"Aklı selim AB ülkeleri izin vermez"

AB ile çok yapıcı bir momentum yakaladık ve ilişkilerimizin daha da ilerlemesini istiyoruz. Bizim ajandamızda Yunanlılarla yaptığımız istikşafi görüşmelerden daha büyük konular var. 18 Mart’ta 5. yılını dolduracak olan göç anlaşmasının yenilenmesi, vize serbestisinin sağlanması ve gümrük birliği anlaşmasının yenilenmesi gibi. Bütün bunlar bize önümüze ilişkilerimizi canlandırmak için yeni bir yol haritası sunuyor. Biz bütün bu alanlarda ilerleme kaydedebileceğimizi düşünüyoruz. Bazı üye ülkeler Türkiye’ye karşı daha sert bir tutum takınılmasını istiyor ancak, AB üyeliğini böyle bir amaç için Türkiye’ye karşı kullanmak doğru değil. Aklı selim AB ülkeleri de bunun olmasına izin vermeyeceklerdir.

News ID 1892974

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
  • captcha