Bugün, Babü'l-Havâic Hz. İmam Musa Kazım'ın (a.s) şehadet yıl dönümüdür. İmam Musa bin Cafer'in (a.s) lakapları arasında "Kazım" ve "Abdü's-Salih" bulunur ki bu lakaplar, onun şahsiyetini ve ibadetlerinin bolluğunu ifade eder. Ayrıca İmam Kazım (a.s), insanların ihtiyaçlarını çokça karşıladığı için Şiiler arasında "Babü'l-Havaic" (İhtiyaç Kapısı) olarak tanınmıştır. İmam Kazım'ın (a.s) künyesi ise Ebu'l-Hasan ve Ebu İbrahim'dir.
Babası Hz. İmam Cafer-i Sadık'ın (a.s) şehit olduğu hicri kameri 148 yılında, İmam Kazım (a.s) yirmi yaşındayken imamet makamına geçmiştir. İmam Kazım (a.s), hicri kameri 148 yılından 158 yılına kadar Mansur Abbasi döneminde yaşamış, hicri kameri 159'dan 169'a kadar yaklaşık on bir yıl Mehdi Abbasi döneminde bulunmuş, ardından bir yıl Hadi Abbasi ile çağdaş olmuş ve hicri kameri 170 yılından 183 yılına kadar Harun döneminde yaşamıştır.
Hz. İmam Musa Kazım'ın (a.s) ilmi ve tebliğ yönü, her zaman Ehlibeyt (a.s) mektebinin takipçileri tarafından dikkatle izlenmiştir. İmam Musa Kazım (a.s), imamet dönemi boyunca siyasi baskı ve kısıtlamalara rağmen İslami öğretileri yaymaya ve talebe yetiştirmeye büyük önem vermiştir. İmam Kazım (a.s), Kur'an ve Peygamber'in (s.a.v) sünnetine dayanarak şeriat hükümlerini açıklamış, Kur'an ayetlerini tefsir etmiş ve farklı şüphe ve sorulara cevap vermiştir.
İmam Kazım (a.s), ders meclisleri düzenleyerek her biri kendisinden sonra Ehlibeyt (a.s) mektebinin yayılmasında öncü olan talebeler yetiştirmiştir. Çeşitli münazaralarda, güçlü ve sağlam delillerle İslam'ın ve Ehlibeyt mektebinin hakikatini ispat etmiştir. Bunun yanı sıra, sözlü öğretimle sınırlı kalmayıp, birçok kitap ve risale de yazmış, bu eserler Şiiler için değerli bir miras haline gelmiştir.
Hz. İmam Musa Kazım (a.s), dinin tebliği konusunda eşsiz bir yönteme sahipti. Farklı yöntemler kullanarak İslam'ı ve Ehlibeyt (a.s) öğretilerini yaymaya çalışmıştır. İmam Kazım (a.s), dua ve münacatlarla dini ve manevi kültürü teşvik etmiş, kendisinden aktarılan dualar Şiiler için paha biçilmez bir hazine olmuştur.
İmam Kazım (a.s), davranış ve tutumlarıyla Müslümanlar için pratik bir model oluşturmuştur. Güzel ahlakı ve cömertliği sayesinde insanları İslam'a çekmiş, yaşamıyla dini değerlerin canlı bir örneğini sergilemiştir.
Bu vesileyle, ilahiyatçı ve üniversite hocası Hüccetülislam Nasır Rafii ile bir röportaj gerçekleştirdik. Aşağıda bu röportajın özetini bulabilirsiniz:
İmam Musa Kazım'ın (a.s) yaşamına değinen Hüccetülislam Rafii, "İmam Musa Kazım'ın (a.s) şahsiyeti ve hayatı birkaç açıdan dikkat çekicidir. Kendisi Medine'ye yakın bir bölge olan Ebva'da doğmuştur. Ebva, Peygamber Efendimizin (s.a.v) annesinin defnedildiği yerdir. İmam Sadık (a.s) hac yolculuğunda iken bu değerli evladın doğumu kendisine haber verilmiştir."
Hüccetülislam Rafii, "Hz. İmam Musa Kazım'ın (a.s) annesi Hamide Hatun'dur. Kendisi Afrika kökenli çok dindar bir hanımefendiydi. İmam Sadık (a.s) onun için 'Bu kadın dünyada ve ahirette seçkin bir kadındır. Allah onu her türlü kötülükten arındırmıştır' buyurmuştur. Bu ifade, Kur'an-ı Kerim'de Hz. Meryem hakkında da geçmektedir. Hamide Hatun o kadar yüce bir konuma sahiptir ki, İmam Sadık'ın (a.s) vekili olarak görülmüş ve döneminin hadis rivayet eden seçkin şahsiyetlerinden biri olmuştur." dedi.
Rafii, "İmam Kazım, yirmi yıl boyunca babasıyla birlikte yaşamış, Caferi mektebinde eğitim görmüş ve dini bilgileri İmam Sadık'tan (a.s) öğrenmiştir. Yirmi yaşında imamet makamına ulaşmış ve otuz beş yıl boyunca imamet görevi yapmıştır." ifadelerinde bulundu.
Bu akademisyen, "Sünni alimlerden biri, İmam Kazım'ın (a.s) gecelerini ibadet ve secdeyle, gündüzlerini ise oruç ve fakirlere sadaka ile geçirdiğini söyler. Ona eziyet edenlere bile iyilik ve yardımda bulunur, hata yapanları affederdi. O kadar çok ibadet ederdi ki, Medine'de kendisine 'Abd-i Salih' (salih kul) denirdi. Irak'ta ise 'Bab-ul Havaic' (ihtiyaçların kapısı) olarak tanınırdı." ifadelerini kullandı.
Rafii, "Bağdat'taki Hanbelilerin lideri Ebu Ali Hallal, 'Ben Ebu Ali Hanbeli, ne zaman bir sıkıntıya düşsem İmam Kazım'a (a.s.) tevessül ettim ve her ihtiyacımda İmam Musa Kazım'a (a.s) tevessül ederek Allah'a dua ettim, her seferinde dualarım kabul oldu' demiştir." şeklinde konuştu.
Hüccetülislam Rafii, İmam Musa Kazım'ın (a.s) dört halife döneminde imamlık yaptığını belirterek, "İmam, Harun Reşid döneminde en uzun süre cezaevinde kaldı. Hayatı boyunca dört kez hapse atıldı ve ora şehit oldu." dedi.
İmam Kazım'ın "Bâb-el Havâic" (İhtiyaçların karşılandığı, zorlu işlerin onunla çözüm bulduğu Kapı) olduğunu ve sürekli olarak yoksullara yardım ettiğini belirten Hüccetülislam Rafii, "Allah'a ibadet ettikten sonra halka hizmet etmekten daha değerli bir şey yoktur ve İmam her zaman fakirlere ve ihtiyaç sahiplerine yardım ederdi." ifadesini kullandı.
Hüccetülislam Rafii, "Bir cenazeyi kabre koyarlarken, İmam Musa Kazım (a.s) gelerek 'Durun!' dedi. İnsanlar cenazeyi bir kenara koydular ve İmam topluluğa 'Hadi, başınızı kabre sokun ve burada dünyanın son durağını ve ahiretin ilk durağını görün, buradan neler alıp götüreceğinizi görün.' diye buyurdu." ifadelerinde bulundu.
Hüccetülislam Rafii, bugün ülkede büyük ekonomik sorunlar olduğunu ve çok sayıda zengin kişinin de İran'da yaşadığını belirterek, "Toplumun zenginlerinin, yoksulları tanıyıp onlara yardım etmeleri gerekir. Çünkü bu, İmamlar'ın ve özellikle İmam Kazım'ın (a.s) hayatında izlediği bir yol olmuştur." diye kaydetti.
İmam Musa Kazım (a.s) Şii inancının yayılmasında çok önemli bir rol oynadığını ifade eden Hüccetülislam Rafii, şöyle devam etti: "İmam Sadık'ın (a.s) şehadetinden sonra, İmam Kazım'ın (a.s) yedinci İmam olarak seçilmesi, Şiilerin Abbasiler'in kaotik hükümeti döneminde doğru yoldan sapmamalarını sağladı. İmam Kazım (a.s), hükümetin kısıtlamalarına ve baskılarına rağmen, Şiilere sürekli rehberlik yaparak, onların sapma ve ayrılığa düşmelerini engelledi."
İmam Kazım (a.s) farklı bölgelerdeki vekilleri ve temsilcileriyle iletişimini Şiilerle koruduğunu belirten Hüccetülislam Rafii, "İmam Kazım (a.s) kısıtlamalara rağmen fırsatları değerlendirerek Ehlibeyt'in (a.s) öğretilerini yaymak için çeşitli yollar kullanıyordu. Onun talebeleri ve sahabeleri, bu öğretilerin aktarılması ve yayılmasında önemli bir rol oynadılar. İmam Kazım (a.s), Kur'an ve Peygamber'in (s.a.v) sünnetini, Ehlibeyt'in (a.s) öğretilerinin temel kaynakları olarak vurgulamıştı." diye konuştu.
yorumunuz