Mehr Haber Ajansı: Siyonist rejimin kabinesi, Gazze Şeridi’nin tamamen işgal edilmesi planını onayladı. Ancak bu karar yalnızca ordu komutanları arasında iç muhalefetle karşılaşmakla kalmıyor, aynı zamanda uluslararası uzmanlar ve gözlemciler de insani ve güvenlik sonuçlarına dair uyarılarda bulunuyor.
Gazze şehrinin işgali ve yüzbinlerce Gazzelinin zorla yerinden edilmesiyle başlayacak olan bu plan, kıtlık krizini daha da derinleştirmekte ve sivillerin hayatını tehlikeye atmaktadır. Bununla birlikte İsrail ordusu, personel yetersizliği ve ekipmanların yıpranmış olması gibi ciddi zorluklarla karşı karşıyadır.
Siyasi düzeyde ise bu adım, siyonist rejimi uluslararası arenada daha da izole edebilir ve geniş kapsamlı bölgesel sonuçlar doğurabilir. Bu koşullar altında, Gazze savaşının geleceği ve bu kararın bölgesel ve uluslararası dengeler üzerindeki muhtemel etkileri hakkında önemli sorular gündeme gelmektedir.
Mehr Haber Ajansı bu doğrultuda Türk Dış Politika Yazarı Mehmet Beyhan ile bir röportaj gerçekleştirdi:
*Netanyahu kabinesi ile ordu komutanlığı arasında Gazze’nin işgal planının uygulanma şekli konusunda görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Bu çatlağın siyonist rejim için ne tür siyasi sonuçları olacaktır?
Siyonist rejim kabinesi ile ordu komutanlığı arasındaki görüş ayrılıkları Siyonist rejimi sarsacak görüş ayrılıkları değildir. Çünkü buradaki görüş ayrılıkları, Siyonist rejimin temel hukuk kurallarına ve insani değerlere aykırı tutumunundan kaynaklanmıyor. Sadece işgalin şekline, zamanlamasına ilişkin görüş ayrılıklarıdır. Bundan dolayı büyük siyasi çatlaklar çıkmaz. Ama İsrail’de derin siyasi çatlaklara sebep olacak başka nedenler var. Son günlerde İsrail’de devam eden kitlesel çaptaki gösteriler, bunun ilk yansımalarıdır. İlerde bunların daha da derinleşerek devam edeceğini düşünüyorum.
*Bazı uzmanlar, bu adımın yeni bir göç dalgasına, Gazze genelinde kıtlık krizinin derinleşmesine ve Gazze’deki İsrailli esirlerin hayatının tehlikeye girmesine yol açabileceğini düşünüyor. Sizce bu girişim, sivil nüfus ve insani kriz açısından ne gibi sonuçlar doğuracaktır?
Ne yazık ki Filistin halkı, insani krizin en ağırını yaşadı ve yaşamaya devam etmektedir zaten. Bundan daha ağır kriz ne olabilir ki..Ancak bütün olumsuzluklara rağmen, Filistin halkı, inancından, değerlerinden ve direnişten asla taviz vermedi. Siyonist rejim, her türlü vahşet işlemesine rağmen, onurlu Filistin halkının iradesini kıramadı. Zaten Siyonist rejimi çıldırtan da budur. İsrail’in Filistin halkına karşı işlediği vahşet, tüm insanlık ailesinin vicdanında mahkum edildi ve dünyanın her yerinde İsrail lânetlenmektedir. Geçen hafta bir program vesilesiyle Meksika’nın başkenti Mexico City’deydim. Orada İsrail aleyhine yapılan protestolara bizzat tanık oldum. Sorunuza dönecek olursak, kısa vadede Filistin halkı için ağır bir imtihan olacak, ama uzun vadede İsrail çok ağır bedel ödeyecektir. Geleceği kesin bilmeyiz ama hakkın, adaletin yerini mutlaka bulacağını kesin biliyoruz...
*ABD’nin bu plandaki rolünü, lojistik ve insani destek sağlayan bir aktör olarak nasıl değerlendiriuorsunuz?
Amerika ve İsrail ilişkileri iç içe geçmiş ilişkilerdir. İsrail, Amerika’nın desteği olmadan bu kadar pervasızca davranamaz. Dolayısıyla Filistin’de bombalarla yıkılmış şehirler, beldeler, sadece İsrail’in değil, ABD başta olmak üzere tüm emperyalist batının çirkin yüzünü yansıtmaktadır. Amerika’nın ve Avrupa’nın ‘’insan Hakları, demokrisi, temel hak ve özgürlükler’’ söylemi, Filistin’de yıkılan binaların altında kalmıştır. Amerika, İsrail’in hukuk tanımaz barbarlığına destek verdiği sürece dünyadaki inandırıcılığını kaybetmektedir. Amerika, İsrail’i stratejik bir ortak olarak görüyor. Hâlbuki İsrail, Amerika’nın stratejik ortağı değil, stratejik belasıdır. Ancak Siyonist Lobi Amerika’da o kadar güçlüdür ki Amerikan siyasetini esir almış durumdadır. Gün gelecek bugün İsrail’e destek veren Amerika ve Avrupa ülkeleri, en büyük zararı İsrail’den görecektir. İsrail, sadece Filistin Halkı veya bölge ülkeleri için değil, Yahudiler dâhil olmak üzere tüm insanlık ailesi için büyük bir tehdit olacaktır. Amerika’da bunu gören zeki yazarlar ve akademisyenler var. Bizim gördüğünü onlar da görüyor. Ancak buradaki Siyonist lobi hemen onları ‘’Anti-semitizm’’ ile suçluyor. Hâlbuki ‘’Anti-semizm’’ yok ‘’Anti-humanizm’’ var.
*İsrail ordusu, personel yorgunluğu ve ekipman eksikliği nedeniyle ciddi zorluklarla karşı karşıya. Ayrıca Siyonist uzmanlar, Gazze’nin işgalinin, başarılı olsa dahi Tel Aviv ekonomisine büyük mali baskılar getireceğine dikkat çekiyor. Bu koşullar, işgal planının uygulanmasına engel olabilir mi, yoksa yalnızca ertelenmesine mi yol açacaktır?
İsrail’de büyük bir ekonomik bunalım var. Her gün bir ülke, İsrail’le ilişkilerini kesiyor. İsrail bu şekilde devam ettiği sürece Amerika hariç tüm dünyadan izole olacak. Ancak İsrail’de ki mevcut rejim, o kadar fanatiktir ki bunları görmüyor. Onun için işgale devam edebilir.. Ancak sadece personel yorgunluğu yok, aynı zamanda personel bunalımı var. Zira işgalci askerler her gün intihar ediyor. İşgalci İsrail, düşünebilme yeteneğini kaybetmiş, adeta ‘’yırtıcı bir hayvan’’ gibi, sağa sola saldırmaktadır. İsrail, Filistin’i tamamen işgal etse bile bu savaşın psikolojik zaferi onurlu Filistin halkınındır. Filistin bayrağı dünyanın her yerinde aklı ve vicdanı kirlenmemiş tüm gönüllerde dalgalanmaktadır. İsrail ise, her yerde lânetlenmektedir. Ancak maddi olarak da İsrail’e acı bir hezimet yaşatmak gerekir. Onun için de tüm bölge ülkelerinin birlikte hareket etmesi gerekir.
yorumunuz