6 Ağu 2015 13:06

Ali ÖZGÜNDÜZ:

AKP-CHP koalisyonu zor

AKP-CHP koalisyonu zor

Tahran, 6 Ağustos 2015 – Adalet ve Kalkınma Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi arasında koalisyon kurma müzakereleri devam etse de bir çok uzmana göre bu görüşmelerden bir sonuç alınması zor.

MHA, AK Parti ve CHP arasında koalisyon hükümeti kurma müzakereleri sona erdi. CHP’den parti sözcüsü Haluk Koç ve AKP’den ise Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik  başkanlığında kurulan heyetler yaptıkları beş görümenin ardından hazırladığı raporları genel başkanlara sonacak. 20 Temmuzda ise Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde IŞİD terör örgütünün düzenlediği intihar saldırısı ve daha sonra ise PKK’nın Türk güvenlik güçlerine yönelik yeniden başlattığı terör saldırıları var. Bu gelişmeleri ve süreçlerin geleceğini CHP İstanbul eski milletvekili Ali Özgündüz’e sorduk.

Özgündüz ile yapılan röportaj şöyle:

AKP ve CHP heyetlerinin 5 defa gerçekleştirdiği koalisyon görüşmelerinin bitmesinin ardından bu görüşmelerle ilgili hazırlanan raporlar parti liderlerine sunulacak. Sizce bu müzakerelerden sonuç çıkar mı veya taraflar koalisyon hükümeti kurabilecekler mi?

Erken seçim olasılığı daha yüksek gibi görünüyor, çünkü CHP ile AKP’nin koalisyon kurabilmesi karmaşık ve çetin bir konudur ve burada da en önemli mesele dış politika konusu ve özellikle de Suriye krizi ile tekfiri terör örgütlerinin desteklenmesidir. Başka bir deyişle asıl emsele dış politikadır ve CHP ile AKP arasında bir koalisyon hükümetinin kurulabilmesi için AKP’nin geçen birkaç yılda uyguladığı dış politika 180 derece değişmeli ve İran ile işbirliğine dönük olmalıdır. Böyle bir değişim yaşanmadıkça koalisyon hükümetinin kurulması da imkansızdır.

Türkiye, Suriye muhaliflerini eğitip onlara lojistik destek sağlamaya son vermelidir. Ondan daha önemli konu ise cumhurbaşkanlığı makamı ve Erdoğan’ın kendisidir. Erdoğan siyasi konularla ilgili kendi duruşundan vazgeçmedikçe ve cumhurbaşkanlığı makamıyla çelişen meselelere karıştığı sürece koalisyon hükümetini kurmaya dönük ortak noktaya ulaşmak gerçekleşemez.

Üçüncü konuy ise AKP’nin yaptığı yolsuzluk ve bu partinin 4 bakanının durumudur. Bu hususta da ciddi şekilde yolsuzlukla ve özellikle AKP yetkililerinin yaptığı yolsuzluklarla mücadele konusu ele alınmalıdır. Bir başka konu yargı sisteminin bağımsızlığıdır. Tabi sayın Kılıçdaroğlu bununla ilgili olarak 14 maddelik bir bildiri yayınlamıştır.

Öte yandan biz de AKP’nin kararlarına çok güvenmiyoruz. Anlaşıldığına göre bu parti koalisyon hükümetinin kurulduğundan kısa bir süre sonra koalisyonu bozmaya ve erken seçimi yapmaya çalışacaktır. Ama CHP’nin kanaatine göre eğer koalisyon hükümeti kurulmak isteniyorsa böyle bir hükümetin ömrünün 4 yıllık ve uzun olması gerekir. Bu konuları incelediğimiz zaman Kasım ayında erken seçimin yapılması çok muhtemel görünüyür.

Kaç gün önce Suruç’ta IŞİD terör örgütünün gerçekleştirdiği terör patlaması sonucu 32 kişi hayatını kaybetti. Daha sonra ise PKK’nin Türk güvenlik güçlerine terör saldırıları düzenlemeye başlamasına şahit olduk. Buna misilleme olarak da TSK, IŞİD ile PKK kamplarını bombalamaya başladı. CHP bu olaylar hakkında ne düşünüyor?

CHP tekfiri örgütler özellikle IŞİD örgütü konusunda ilk günden beri kendi fikrini açıkça belirtmiştir. Partimiz 4 yıldır AKP’ye kendi elinizde akrep beslemeyin diyor ve tekrarlıyor. Ben kendim de şahsen birkaç kez bu konuyla ilgili parlamentoda uyarıda bulundum. Ama biz bu uyarıları verdiğimiz zaman AKP bizi Beşar Esad’ı desteklemekle suçluladı. Bildiğiniz gibi Suruç olayından önce bile IŞİD, Reyhanlı’da terör eylemi yapmıştı ve Suruç olayı bu terör örgütününTürkiye’nin içlerine kadar sızdığını gösteriyor.

Ama son günlerde polis ve güvenlik güçlerine saldıran PKK konusundaysa Türkiye içindeki hiçbir siyasi grup veya parti böyle bir terör eylemlerine müsamaha edemez. Bazı iç ve dış gruplarla güç odakları PKK’nın ateşkesi çiğnemesini ve dolayısıyla Türkiye’de azınlıkların sorunlarının çözülmesinin yenilgiye uğrayıp durdurulmasının peşindeler. Bazı yabancı ülkelerin bununla ilgli faaliyetleri bile vardır ve bu konuya biraz dikkatlice bakarsak PKK’nın şehit edilen polislere terör saldırısı yöntemi bu grubun genel saldırı yöntemleriyle uymuyor. Örneğin iki polis yatak odasında uyurken ve bir trafik polisi öldürüldü ve bunlar PKK’nın ilkeleriyle bile bağdaşmıyor.

CHP, Çözüm Süreci ile ilgili ne düşünüyor? Yani koalisyon hükümetine katılırsa bununla ilgili ne gibi gelişmelere şahit olabiliriz?

Bu hususta CHP de AKP kadar sorunun çözülmesinden yana, ama bunu demokratik ve diplomatik yöntemle yapmak istiyor. Başka bir deyişle biz yöntem konusunda ihtilafımız var. AKP konuşulmaması gereken bir teröristle yani Apo ile müzakere etmektedir. Yani AKP’nin yürüttüğü bu yol yanlıştır. CHP’ye göre bu konu parlamentoda ve diplomatik ve medeni yolla çözülmelidir. Bu arada geçen birkaç aydan beri AKP de bizim daha önce söylediğimiz gibi düşünmeye başladı ve şimdi onlar da bu sorunun çözüm yolunun teröristlerle dağda veya hapishanede değil, parlamentoda bulunan milletvekilleriyle müzakere etmek olduğuna inanıyor.

AKP sürekli azınlıkların ve Kürtlerin sorunlarını çözmekten bahsediyordu ama şimdi bu iş hezimete uğradı, çünkü PKK silahlarını teslim etmeyerek terör saldırılarını devam ettirmek için yeni bir şok bekliyordu. AKP’nin Öcalan ve PKK’ya güvenmesi teröristlere güvenmenin yanlış ve yararsız olduğunu herkese gösterdi. Çünkü böylesi terör örgütleri sorunu çözmek için değil onu derinleştirmeye dönüktür. Türkiye devleti PKK saldırıları karşısında ciddi şekilde mücadele edecek ve CHP de bu konuda devlet ve halkın yanındadır.

Üzücü hususlardan biri de geçen yıllar boyunca PKK’nın faaliyetlerinden en çok Kürt vatandaşlarımızın zarar görmesidir. Geçenlerde azınlıklar ve Kürtler ile ilgili sorunlar mevcuttu ama şimdi bunların birçoğu çözülmüştür. Şimdi Kürtçe okullarla üniversitelerde okutulabiliyor, onlarca devlet ve özel radyo televizyon kanalı Kürtçe yayın yapıyor ve AKP hükümetinde bile birçok bakan Kürt kökenlidir. Bildiğiniz gibi 7 Haziran seçimlerinde HDP’den 81 milletvekili parlamentoya girebildi. Bir sorun varsa da onun biricik çözüm yolu parlamentodur, yani demokratik ve uygar çözüm yolu budur. Bildiğiniz gibi dünyanın her yerinde teröre karşı koymak devletin ilkin görevlerindendir.

Son soru olarak sizce İran ile Türkiye ilişkilerinin geleceği nasıl olacaktır?

İran’ın nükleer enerjiyi barışçıl şekilde kullanabilmesini hakkını tanıyan Nükleer Anlaşma İran ve bölge için büyük bir kazançtır. Öyle gözüküyor ki yaptırımların kalkmasından sonra İran’ın zengin petrol ve doğalgaz kaynakları bulunduğundan dolayı bu ülke bölgenin parlak yıldızına dönüşecektir. İran ile Türkiye eski ve çok ortak bir tarihe sahip oldukları için bundan sonra da dostluklarını devam etmeli ve bu dostluk iki milletin ve devletin yararınadır. İran ile Türkiye bölgenin sorunlarını çözme ve bölgeyi teröristlerden temizlemek için birbiriyle yakından işbirliği yapmalı.

Emperyalist güçler mezhep ve ırk farklılıklarını öne çıkararak bölgede anlaşmazlıklar yaratma peşinde ve PKK ve PJAK gibi terör örgütlerini oluşturup bölge ülkelerine zarar vermeyi ve Irak, Suriye, İran ve Türkiye’yi parçalamayı hedefliyorlar. Bu konularda da iki ülke işbirliği yapmalı. İran ile Türkiye arası sınırın Kasr-ı Şirin Anlaşmasıyla belirlendiği zaman ABD kurulmamıştı bile ve bundan dolayı eğer İran ile Türkiye bölge sorunlarını çözmek için işbirliği yaparsa eğer ne Amerika ve ne de başka bir güç iki ülkenin menfaatlerinin tersine birşey yapamaz.

 

News ID 1855860

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
  • captcha