22 Eki 2023 18:03

İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinli kadın Mehr'e konuştu

İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinli kadın Mehr'e konuştu

20 Temmuz 2019'da Siyonistler tarafından esir alınan ve üç ay sonra aynı yılın 6 Kasım'ında serbest bırakılan Filistinli Heba Al-Labdi, İsrail hapishanelerinde yaşadıklarını Mehr Haber Ajansı'na anlattı.

Heba Al-Labdi, 20 Temmuz 2019'da Siyonistler tarafından esir alınan ve üç ay sonra aynı yılın 6 Kasım'ında serbest bırakılan Filistinli genç bir adındır. O, esaretinin son 43 gününü açlık grevi yaptığını ve bunun sonunda serbest bırakıldığına yol açtığını söylüyor. 36 yaşındaki Heba Al-Labdi şu anda Lübnan’da eğitim görüyor. Esir alındığında 32 yaşındaydı.

Heba Al-Labdi, "Asame Al-Samaa" (Seyid Hasan Nasrallah'ın gözünden Filistin) kitabını tanıtmak üzere 8. Lübnan Kitap Fuarı'nda İran standına gelmiti.

Heba Al-Labdi Dar al-Maarif Al-Hakmiyeh yayınevinin başkanı Şeyh Şefik Caradi’nin konuşmasının dinleyicisi olarak kitap tanıtımı törenine katıldı. Etkinlik sonunda İran standı sorumlularından biri kendisini tanıttı ve İsrailliler tarafından esir alındığını söyledi.

Mehr Haber Ajansı Siyonistlerin hapishanesinde esir olan bu Filistinli kadınla bir röpotaj yaptı. Bu röportajın detayları aşağıda:

*Siyonistler tarafından esir alındığınza ragmen onlar neden sizi öldürmedi?

Bunu yapamazlar.

*Mesele şu ki sizi öldürmeleri onlar için daha iyi ve daha ucuz olur. Çünkü tutsak olduğunuzda bir gün nihayet serbest kalacaksınız. Tabi öyle de oldu. Hakkınızda bir sürü haber ve yazı yapıldı ve siz bir kahraman oldunuz. Bu nedenle Siyonistlerin sizi ortadan kaldırması daha iyi. Değil mi?

 Peki ama bunu yapamazlar.

*Neden? Onlar ne isterlerse yapıyorlar, uluslararası meclisler de onların hizmetinde.

Öyleyse 11 milyon insanı bu şekilde öldürmeleri lazım. İmkanları da yok. Bu yüzden Filistinlileri hapsediyorlar. Pek çok Filistinli hapishaneye alışmış durumda ve düzenli olarak hapsedilip serbest bırakılıyor.

Ama önemli bir konu var. İsrail, Filistinlilerin hepsini öldüremez. Evet! Ama bize hükmetmeyi ve bizi kölesi yapmayı seviyor.

*Cezaevinde size işkence yaptılar mı?

Evet. Çok korkunçtu!

*Nasıldı? Elektrik şoku mu? Yanlış davranış mı? Yumruk ve tekme mi?

Yüzüme tokat attılar. Yüzüme vurdular. Saçımı çektiler. Biliyorsunuz cezaevine girip serbest bırakımdığımdan önce İslami başörtüm yoktu ve saçlarım görünüyordu. Bu durum İsraillileri çok sevindirdi.

*Neden?

Beni ilk sorgu koltuğuna oturttuklarında bana nerlere inandığımı, İslam’ı ve Peygamber’i kabul edip etmemediğimi sordular. Annem ve babam Müslümandı ve başörtüsü takıyordu ama ben öyle değilim. Dinle hiçbir ilgim yoktu. Bu aynı zamanda İsrailliler için de bir avantajdı.

*Hangi hapishanede hapsedildiniz?

Farklı hapishanelere götürüldüm. Önce Kudüs ve Hayfa'daki hapishanelere nakledildim. Daha sonra Demon'da bir kadın hapishanesine gittim. Daha sonra da beni Ramleh hapishanesine ve başka bir hapishaneye naklettiler.

Ben esir alınıp serbest bırakılmadan önce Kuran, İslam ve İran hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Özgürlüğün ardından Hz. Zeyneb (as) ile tanıştım ve hayatım değişi.

*Demek ki laiktiniz?

Ürdün'de ilkokuldayken bize dinin gerçeklerini anlatmadılar. Öğretmenlerimiz ‘Kevser’in cennet gibi bir nehir olduğunu söylerdi. Kimse bize bu surenin Hz. Fatıma Zehra’ya (s.a) özel olduğunu söylemedi. İran’a gelince de onların  kafır olduğunu söylerdiler.

İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinli kadın Mehr'e konuştu

*Demek ki laik bir gençtiniz!

Evet, öyle. Ürdün'de ilkokullarda okurken bize dinin gerçekleri anlatılmıyordu. Örneğin hocalarımız "Kevser"in cennette bir nehir olduğunu söylerdi. Kimse bize bu surenin Hz. Fatıma Zehra’ya (s.a) indirildiğini anlatmamıştı.
Hapisten önce Hz. Zeyneb’i veya İslam'ı tanımıyordum. İlginç olan şu ki, eğitimli bir kadın olan ve kimya mühendisliği eğitimini alan Müslüman ve tesettürlü annem, Kevser Suresi'nin Hz. Fatıma (as) için olduğunu bilmiyordu. Annem ve babam iyi insanlardı ama Ehlibeyt hakkında hiçbir bilgileri yoktu.

*Anlaşılan İsrail hapishanesi hayatınıza yeni bir yol göstermiş!

Hazreti Zeyneb (s.a) ile bu şekilde tanıştım. Eli kolu bağlı olan tutsak bir kadının (Hz. Zeyneb) zalimin önünde başını dik tutması ve konuşma yapması mümkün mü? İsraillilerin benim başı açık ve dinsiz olmamdan memnun olduklarını söylemiştim. Ben de onlar gibiydim.

*Geleneklere sırtını dönmüş, Batı-Yahudi öğretilerinin ürünü olan bir genç!

Evet, öyleydi. Şimdi başörtüsünü seçtiğim için sanki Hz. Zeyneb gibiyim ve oların bir ayrıcalığı yoktur benim gözümde.
Ürdün’de okulların yanı sıra üniversitelerde İranlıların kâfir olduğu söylendiyordu. Filistin, Ürdün ve İslam ülkelerinin pek çok insan İran İslam Cumhuriyeti’ni tanımıyor.

*Sorun tam olarak burada. Bence Arap liderler Filistin meselesini İslami bir mesele olarak değil, etnik ve ırksal bir mesele olarak görüyorlar. Bu nedenle Filistin'in kurtuluşu için hiçbir şey yapamadılar. Onlar Yahudilerin para ve güç teklifine kapıldığı için Filistin'i unutuyorlar. Kudüs'ü özgürleştirecek biri varsa o da bu ülkelerin yöneticileri değil, İranlılar ve Arap halklarıdır!

Evet. Onlar Yezid ve tarihte bilgiğimiz halifeler, krallar ve hükümdar gibidir . Hapishaneden sonra İmam Musa Kazım'ı (a.s.) tanıdım ve bu büyük şahsiyetin Harun Reşid hapishanesinde çektiği acılarını öğrendim! Bu konular hakkında pek bilgim yoktu. Hapishaneden çıktıktan sonra Hazreti Zeyneb’in (s.a) adını duyduğum için hayatını konu alan kitapları okumaya başladım. Hz. İmam Hüseyin (a.s) ile bu şekilde tanıştım; Hz. İmam Ali (a.s) ve İmam Hasan’ı (a.s.) da aynı şekilde. 
Hapse düşmeden önce benim için favori isim Seyyed Hasan Nasrullah’tı ve Lübnanlı gençler gibi onu seviyordum, çünkü mücadeleci bir kişiliğe sahiptir. Tabii ki o zamanlar savaşçı değildim.

*Ama şimdi…?

Şimdi kesinlikle bir savaşçıyım. Başımda gördüğünüz başörtüsü benim silahımdır. Birçok Filistinli gibi zaten bir savaşçıyım; Hazreti İmam Hüseyin (a.s)  mektebiyle aşina olduğum için bu sonuçlara ulaştım.
Hz. Zeyneb (s.a) ve dinin büyüklerini tanıdıktan sonra önemli bir kişiyi daha tanıdım; Ayetullah Seyyid Ali Hamanei. Seyyid Hasan Nasrullah'ın bu isimi güzel duygularla bahsetteğini görmüştüm. Bu yüzden onun hakkındaki kitapları okumaya karar verdim. Ayetullah Hamanei’den okuduğum kitaplardan biri Mümtehine Suresi Tefsir'iydi. Bu kitabın içeriği İslam devletinin kuruluşuyla ilgilidir. Onun görüşlerini bu şekilde öğrendim.
Seyid Hasan Nasrullah ve Ayetullah Hamanei’nin bana ilginç gelen yanı, Müslüman halklarına karşı olumlu tutumu ama Siyonistlere karşı kararlı bir duruş sergilemeleridir.

* «اشداء علی الکفار! رحماء بینهم!» (Kâfirlere karşı sert, kendi aralarında merhametlidirler.)

Doğru, Ayetullah Hamanei'den sonra Şehit General Kasım Süleymani ile tanıştım. Bilirsin! O bizim için bir kahramandır. Onun bizim ve diğer savaşçılar için ne kadar değerli olduğunu bilemezsiniz!

*Röportajın sonunda Aksa Tufanı Operasyonı ve Filistin’deki son gelişmelerden konuşalım.

Bugünlerde beni en çok derinden etkileyen konu, İsrail hapishanelerinde geride bıraktığım esir kadınlar ve arkadaşlarımın durumudur. Umarım Kassam Tugayları ve diğer direniş grupları Filistinli esirlerin serbest bırakılmasını sağlar. Hapishanedeyken diğer kadınlarla birlikte direnişçilerin kapıları açıp bizi serbest bırakacağını hayal etmiştik. Bu dileğimin gerçekleşmesinin çok yakın olduğunu düşünüyorum.
 

News ID 1912270

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
  • captcha