21 Eyl 2011 15:03

Müslümanlara hakaret eden Salman Rüşdi’ye Kraliçe Elizabeth koruması

Müslümanlara hakaret eden Salman Rüşdi’ye Kraliçe Elizabeth koruması

Tahran, 21 Eylül 2011 – MHA/Dış Haberler Servisi – İngiltere Kraliçesi, birkaç yıl önce ilahi İslam dinine mensup bir milyar müslümana hakaret edilen “Şeytan Ayetleri” kitabının yazarı Salman Rüşdi’ye “şövalye” ünvanı verdi.

İngiltere Kraliçesi, İngiltere’de devlet ve hükümet başkanlarını birlik sembolüdür ve parlamentoyu fesh etmek, parlamentoyu askıya almak, askeri ve aristokratik ünvanlar vermek en önemli görevleri arasındadır. 

İngiltere, 1988 yılında İslam karşıtı ögeler taşıyan “Şetyan Ayetleri” kitabının yazarı Salman Rüşdi’yi himaye etmesinden dolayı birçok müslümanın tepkisini toplamıştır. 

Kraliçe II. Elizabeth, bu ilahi dinin inançlarına hakaret edildiğini göz önüne almaksızın ve kayda değer bir şey olmamasına rağmen 2007 Haziran ayında Salman Rüşdi’ye şövalye ünvanı verdi.

İngiliz Krallığına farklı alanlarda hizmet eden sanatçılara, sanatçılara, diplomatlara, gazetecilere verile “sir” ünvanı Kraliçe’nin doğum gününde verilir ve İngiltere’de “sir” ünvanı alan kişi aristokratik olarak yüksek dereceye ve toplumsal olarak “üst sınıfa” yükselir. 

Geçtiğimiz on yıldan beri İngiliz Saltanatı’nın kanatları altında “utanç verici” yaşamını sürdürmekte olan Hint asıllı Salman Rüşdi, “sir” ünvanını aldıktan sonra İngiliz kraliyet ailesine teşekkür etmiş ve bundan dolayı büyük bir onur duyduğunu ifade etmişti. 

Tarih her zaman göstermektedir ki; Britanya İslam karşıtı hareketler için çok fazla para harcamaktadır. İngiliz Hanedanlığı, İmam Humeyni(ra)’nin hakkında mahkumiyet kararı verdiği bu kitabın yazarının bilinmeyen bir yerde muhafaza edilmesi için yıllık 10 milyon pound harcamış ve İngiliz Veliaht Prensi Charles Salman Rüşdi’nin Britanyalı vergi mükellefleri için pahalı bir külfet olduğunu belirtmiştir. 

İngiliz Kraliyet Edebiyat Topluluğu üyesi olan ve Doğulular ve müslümanlar aleyhine “neo-sömürgeci edebiyat akımı” üyeleri arasında sayılan Salman Rüşdi’nin “Şeytan Ayetleri” onun beşinci kitabıdır ve 547 sayfalık bu kitap 1988 yılında Siyonist Viking Press tarafından basılmıştır. 

İmam Humeyni (ra) 14 Şubat 1989’da Salma Rüşdi için “katli vacip emri”ni yayınladı ve İran İslami İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei de 2004 yılında İmam Hükmü’nün değiştirilemez olduğunu açıkladı ve bu fetvanın ardından bazı İran devlet kurumları Salman Rüşdi’nin öldürülmesi için ödüller belirlediler. 

Salman Rüşdi’nin öldürülmesi hakkındaki fetvanın ardından birçok müslüman, özellikle Pakistan’daki müslümanlar İmam Humeyni (ra)’nın fetvasını destekleyen gösteriler yaptılar fakat Amerika ve Avrupalı devletler bu fetvayı kınadılar ve tam da bu konjonktürde Avrupa’da eğitim görmekte olan birçok İranlı öğrenci okudukları ülkelerden çıkarıldılar ve anlaşıldı ki bu iş yaşlı sömürgecinin alelacele ve beceriksizce yapmış olduğu bir eylemdir.

Yaşlı sömürgecinin alelacele ve beceriksizce hareketinin -ki birçok kritike göre Kraliçe Elizabeth’in işidir, Londra-İslamabad ilişkilerinde gerginliğe yol açtığını ve dünyadaki müslüman devletler arasında din ve mezhep tefrikası yaratmak için bir fırsat oluşturduğunu hatırlattılar. 

Birçok müslüman İngiliz Hanedanlığı’nın bu eylem ile milyonlarca müslümanın ve mezhep takipçisinin hassasiyetini dikkate almadığına düşünmektedirler ama birçokları da İngiliz Kraliçesinin bu gelişigüzel ve alelacele eyleminin müslümanları daha çok birleştirdiğine inanmaktadırlar. 

Bu olaydan sonra İngiltere’deki azınlık mezheplerinin liderleri ve mezhep takipçileri, İngiltere Kraliçesi’nden Salman Rüşdi’nin “sir” ünvanını geri almasını ve İngiltere’den gönderilmesini istediler. 

İngiltere Kraliçe’sinin bu eyleminden birkaç ay sonra Bradford’da ve daha sonra Londra’da yaşayan müslümanlar ve binlerce Pakistanlı, İngiliz Kültür Merkezi karşısında Salman Rüşdi aleyhine protestolar yaptılar. 

Bugün halen, neden Kraliçe Elizabeth’in bu menfur ve onaylanmayacak bu hareketi desteklediği ve bütün müslümanların serzenişine sebep olan bu kişiye neden şövalye nişanı verdiği incelenmektedir. Gerçekte bunun yapılmasında hiçbir akli ve ameli kaynak olmadığından bu siyasi bir hareket olarak nitelendirilmektedir. Çünkü İngilizler her zaman Amerika’nın İslam karşıtı politikalarını izlemekte ve her zaman siyasi ve ekonomik menfaatleri peşinde koşmaktadırlar. 

Buradaki mühim nokta şudur ki; İngiltere Hanedanlığı mümkündür ki bu hareketin siyasi ve ekonomik sonuçlarını ve müslümanların sert tepkilerini hesaba katmamıştır zira Oratadoğu’nun güçlü ülkeleri özellikle İran 1988 yılında Britanya’yı diplomatik ve siyasi ilişkilerini kesmekle tehdit ettiğinde, İngiltere mevzisinden geri bir adım attığını ilan etmiş ve dönemin Britanya Dışişleri Bakanı Jeffrey Howe İslam dinine saygı duydularını belirterek “İngiltere kendisini “Şeytan Ayetleri” kitabının basılması olayının dışında görmektedir” demiştir.

News ID 1413887

yorumunuz

You are replying to: .
  • captcha