13 Tem 2025 15:27

Gazeteci Azar Mahdavan:

İranlı kadınlar 12 Günlük Savaşta millî cephede birleşti

İranlı kadınlar 12 Günlük Savaşta millî cephede birleşti

İsrail’in, İran'a yönelik saldırısı ile başlayan 12 günlük savaşta yalnızca demir kubbe delinmedi; emperyalizmin ve siyonizmin yalan düzeni de çöktü. Bu zaferin ön cephesinde ise İranlı kadınlar vardı.

İsrail’in, İran'a yönelik saldırısı ile başlayan 12 günlük savaşta yalnızca demir kubbe delinmedi; emperyalizmin ve siyonizmin yalan düzeni de çöktü. Bu zaferin ön cephesinde ise İranlı kadınlar vardı.

Onlar, hakikatlerine, tarihsel miraslarına ve ortak mücadelelerine tutunarak milli mevzide birleşti. Ülkelerinin bağımsızlığı etrafında ördükleri bu direnç hattı, Batı’nın kurgularını da yalanlarını da yerle bir etti.

Başörtüsü üzerinden yürütülen algı operasyonları, başı dik İran kadınının kimliğine dönük kışkırtmalar karşılık bulmadı. Farklı düşüncelerden, farklı hayatlardan gelen kadınlar, düşmana karşı vatan cephesinde yerini aldı; cesaretin ve direnişin asıl yüzü oldular.

Bu direniş, tarihin mirasını da taşıdı. İran İslam Devrimi’nin öncü kadınlarından, Şah rejiminin zindanlarında işkence gören, ardından cephe hattında mücadele eden ve Devrim Muhafızları'nın kadın yapılanmasını kuran Marziye Hadidçi (Tehrani), İran Meclisi’nde yıllarca görev yapmış kararlı bir kadın siyasetçiydi. Bugün onun izinden giden yeni kuşak kadınlar, aynı kararlılıkla seslerini yükseltti. Emperyalist ve siyonist merkezlerin beslediği pilli propaganda korosu, o sesin karşısında sus pus oldu.

Kimi sağlık koridorlarında, kimi mühimmat taşıyan konvoylarda, kimi doğrudan savunma hatlarında görev aldı.

Hz. Fatıma'nın direncinden, Tehrani'nin vatanseverliğininden esinlendiler, şu gerçeği tüm dünyaya ilan ettiler: “İran topraklarının onuru yalnızca erkeklere ait değildir!”

Kadınlar seyirci değil 

İranlı gazeteci Azar Mahdavan, dış politika ve Batı Asya üzerine uzmanlaşmış bir gazeteci. Mahdavan, 2018 yılından beri Mehr Haber Ajansı’nda görev yapıyor.

Aydınlık Bindallı'ya verdiği röportajda, İran kadınının sarsılmaz iradesini şu sözlerle ortaya koydu; “İran topraklarında artık silahlı silahsız hiçbir savaş, kadınları seyirci koltuğunda bırakamaz.”

“Türklerin söylediği çok doğru bir söz var: 'Her şerde hayır var.'” Bu halk deyişi ile başladı Azar Mahdavan sözlerine. Şöyle devam etti:

“İran, ABD ve İsrail saldırılarına maruz kalsa da bu savaşın hayrını da gördü. Belki kendi kendinize soruyorsunuzdur: Savaşın hayrı mı olur?

Evet olur; zira İran- İsrail savaşında halkın birlik içinde olduğunu, tekrar kenetlendiğini gördük. Kadınların artık başörtü meselesini değil İran’ın İsrail’e karşı savunmasını nasıl desteklediğini gördük.”

Dış siyaset uzmanı Mahdavan, son yıllarda emperyalist devletlerin ve siyonist rejimin, kadın hakları bahanesi ile ülkenin güvenlik düzenini bozma çabalarına değindi: “Mahsa Amini eylemleri, dış direktifleri izleyerek toplumu şiddete ve istikrarsızlığa sürükleyen bu tür çabaların açık bir örneğiydi.

“Bu protestolarda, ülkenin birçok kadını sesini düzgün bir şekilde bile duyuramadı, kadınların ne talep ettiğini anlatılmasına fırsat olmadan protestoların şiddet ve istikrarsızlığa evrildiğine şahit olduk. Bu hareketlerin temel amacı hükümeti değiştirmek ve ülkeyi bölmek olsa da emperyalist güçler bu hedefe ulaşamadı.”

Olayların İran halkının hafızasında acı bir anı olarak kaldığını söyleyen Azar Mahdavan, emperyalist ve siyonist merkezlerin İran kadınları ile ilgili en büyük hayal kırıklığını savaş günlerinde yaşadığını anlattı:

“Kadınların evlerinden çıkıp sokaklara dökülmesi için çok sayıda girişimde bulunuldu ancak şaşırtıcı bir şekilde kimse bu çağrılara kulak vermedi ve biz sokaklarda hiçbir protesto görmedik.”

Peki bunun sebebi neydi?

Kadınların direniş ruhu 

“İranlı kadınlar, ülke tarihi boyunca toplumun en etkili kesimi olmuş ve toplumsal ve siyasal gelişmelerde önemli rol oynamışlardır.

“İranlı kadınların en önemli özelliği, kaderlerinin yabancılar tarafından belirlenmesini kabul etmemeleridir.

“2 bin 500 yıllık bir medeniyete sahip olan İran, özellikle tarihin kritik noktalarında kadınları cesaret ve asaletin rol modellerine dönüştürdü. Tarih boyunca birçok İran padişahı annelerinin tavsiyeleriyle siyasete yön verdi.

“İlginç olan taraf ise, İranlı kadınlar, özellikle Z kuşağının bazı kesimleri, hükümeti sert bir şekilde eleştiriyordu ancak 12 Günlük Savaşta kadınların vatanı savunma kültüründen gelen direniş ruhu bu eleştirilerin bir kenara bırakılmasına ve millî cephede birleşmesini sağladı.”

Duruşun Mayası 

Azar Mahdavan'a göre, Hz. Fatıma’nın vakarı ve Hz. Zeynep’in direnci, İranlı kadınların savaştaki duruşunun mayasını oluşturdu.

İranlı kadınlar 12 Günlük Savaşta millî cephede birleşti

“Bu direniş ruhu yalnızca İran'ın çağdaş tarihinde kök salmakla kalmıyor, aynı zamanda dini öğretilerle de bağlantılıdır. İslam dünyasında sabır ve azmin simgesi olan Hz. Muhammed'in kızı Hz. Fatıma (s.a) ve torunu Hz. Zeynep (s.a), İranlı kadınların kültür ve ideolojisinin şekillenmesinde derin bir etki yaratmıştır. İslam’daki bu değerli iki isim İranlı kadınlara düşmana karşı dimdik durması için ilham vermiştir.”

Seher İmami'nin duruşu 

Azar Mahdavan, İsrail rejiminin saldırısı sırasında canlı yayında bulunan haber sunucusu Seher İmami'yi örnek verdi: “Seher İmami, bombalar altında yayını terketmeyerek, Allahu Ekber zikrini söyleyerek, İranlı kadınların kararlılığını, iradesini ve direniş ruhununu tüm dünyaya göstermiş oldu.

İranlı kadınlar 12 Günlük Savaşta millî cephede birleşti

İran-İsrail savaşı, İranlı kadınların vatanlarını savunabileceklerini ve savaşların kaderini belirleyebileceklerini bir kez daha kanıtladı. Zira İranlı kadınlar Batı medyasının kışkırtmalarına olumlu yanıt verip sokaklara çıksalardı, ülkenin güvenliği tehlikeye girerdi. Bu durum ülkenin kaderinin yabancı güçler tarafından şekillendirilmesi için zemin yaratırdı. Ancak kadınlar, uyanıklıkları ve farkındalıklarıyla düşmana bu fırsatı vermediler. Bunun yerine düşmanın geri çekilmesi ve ateşkesi kabul etmesi için zemin hazırladılar.”

‘Toplumsal sorunları çözmede bir yol olabilir’

Azar Mahdavan'a göre, kadınların ön safta temsil edildiği milli birlik, İran toplumunun karşılaştığı zorluklara karşı da güçlü çözümün kilit rolünü oynayacak:

“Son savaştaki şehitlerimizin cenaze törenindeki kadınların yoğun varlığı, bu grubun ülkenin bağımsızlığını ve güvenliğini desteklemedeki etkisinin ve öneminin bir kanıtıdır. Özellikle kadınların sergilediği bu dayanışma, ülkede toplumsal sorunları çözmenin bir yolu olabilir.

Aslında bu savaş, halk ile devletin dayanışmasının ülke koşullarını iyileştirip daha parlak bir gelecek yaratabileceğini de gösterdi. Sonuç olarak, ülkenin çağdaş tarihinde İranlı kadınların yalnızca haklarının savunucuları değil, aynı zamanda toplumun ana nabzını tutan ve zorluklarla yüzleşmede itici bir güç olarak hareket edebilen kişiler oldukları gerçeğine bakabiliriz.”

Kaynak: Aydınlık

News ID 1928633

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
  • captcha