MHA- Ali Laricani, Irak’ta el-İrakiyye televizyonuna verdiği demeçte, “Hiçbir zaman müslümanlar ve özellikle Şiiler aşırı olmamış ve aşırıcılığın büyük kısmı Vahhabiler ve Suudiler tarafından görülmektedir” diye açıkladı.
Şiilerin daima mantıklı davrandığını, ancak Doğu bilimcilerinin İslam’ın özünün kamuoyuna tanınmaması için çaba sarfettiğini söyleyen Laricani, “Ne Şii alimleri ne de Sünni bilginler hiçbir zaman terörizm ve aşırıcılığı onaylamamıştır” diye kaydetti.
Bazı İslam ülkeleri ile İslami kurumlarının aşırı hareketlerin ortaya çıkışında katkıda bulunduğunu belirten Laricani, bazı ülkelerin ajanlık faaliyetleri ve mali desteklerinin de bu tür örgütleri güçlendirdiğini dile getirdi.
İran’ın Haşd Ülsabi ve Hizbullah’ı desteklemesine değinen Laricani, “BizHizbullah’ı desteklediğimizi gizlemiyoruz ancak bölgedeki bazı ülkeler terörisleri desteklemelerine rağmen bunu gizlemeye çalışıyor. Hizbullah, İsrail’in zulümlerini önlemek için oluştu ve Irak da teröristlerin saldırılarına uğradığı zaman teröre karşı bir örgüt ortaya çıkarak teröristlere karşı direndi. Haşd Ulşabi bu şekilde meydana geldi ve biz Irak ve Suriye’de bu iki direniş hareketini destekliyoruz” diye konuştu.
Suudi Arabistan’ın stratejik hata yaptığını belirten Laricani, “Suudile müslüman ve bizim kardeşimizdir ve biz onlarla büyük sorunlar yaşamıyoruz, ancak onlar İslam dünyasının sorunlarını kavramakta yanılmaktadırlar. Ben Suudilerin Afganistan ve Irak’ta teröristleri destekleme nedenini oblara sorduğumda, onlar ‘Biz Afganistan ev Irak’ta hata yaptık’ diye yanıt verdi. Dolayısıyla İran’ı terörist örgütleri desteklemekle suçlamak inandırıcı değildir1 diye vurguladı.
Suudilerin Yemen saldırısını şiddetle kınayan Laricani, “Onların teröristleri desteklemesi bir yana, onlar neden Yemen’e saldırmış ve bu ülkenin altıyapısını yerle bir etmişti? Neden Yemen’i İran’ın arka bahçesi olarak nitelendirerek, binlerce kişiyi kan revan içinde bırakmışlar? Bir Arap ülkesi kendi kaderini belirleme hakkına sahip değil midir? Bölge ülkeleinin bazı davranışları akıl ve İslam öğretileri açısından haklı gösterilemez” açıklamasında bulundu.
İran’ın yıllardır barışçıl nükleer enerji kullanan ülkeler arasına giren bir ülke olduğunu da aktaran Laricani, İran’ın hiçbir zaman nükleer silah peşinde koşmadığını ve nükleer silahın İran’ın doktrin ve mantığında yer almadığının altını çizdi.
Y.B
yorumunuz