Irak güçlerin DAEŞ'in elindeki toprakları kurtarmasına rağmen El-Enbar, Selahettin'in kuzeyi, Kerkük’ün güney bölgeleri ve Musul kenti hala kurtarılmamıştır. Irak'ın günümüzdeki durumunu ele aldığımızda DAEŞ'ten sonraki Irak'ın da karışıklığını en güzel şekilde görebiliriz.
Siyaset uzmanları Irak'ı 2014 yılından önceki döneme geri götürmenin çok zor olduğuna inanıyor. Kerkük anlaşmazlıkları halen devam ederken Kürtlerin kurtardığı bazı bölgeler de önemli sorunlardan biri olarak algılanıyor.
Genel olarak Kürtlerin yaşadığı bölgeler eskisi gibi Bağdat hükümetine tabi olmak istemiyor. Ayrıca devrik Baas rejimi yandaşları eski güçlerini kaybettiklerinden ötürü Bağdat hükümetini kabul etmiyor.
Sünnilerin çoğunlukta olduğu bölgelerin DAEŞ gittikten sonra nasıl olacağını düşünmek gerekir. Bağdat hükümeti şimdiye kadar Sünnileri memnun edemediği için Sünnilerin yaşadığı bölgeler ve göçmenlerin geleceği belirsizdir. Kimi Sünni gruplar Irak hükümetinden ayrılarak, bağımsızlık istiyor. Oysa ki bazıları da bu düşüncenin çatışmalara yol açacağına inanmaktadır.
2003 yılından itibaren süregelen siyasi ve güvenlik sorunlara bir çözüm yolu bulunmadığı için ileride Irak devleti zor günler geçirecek. Bu sorunlara, ekonomik durgunluk, savaş masrafları ve petrol fiyatı düşüşü de eklendiği zaman durum daha karmaşık bir hale gelir. Irak, DAEŞ denilen beladan kurtulursa da ekonomik, güvenlik ve siyasal sorunlarla baş başa kalacak.
Bu arada en öenmli sorun diyebileceğimiz konu, Irak’ın Şii, Sünni ve Kürtler olmak üzere üç parçaya ayrılması düşüncesidir. Bu gibi bir durum sözkonusu olursa sadece Irak değil, bütün bölgede birçok sıkıntıya yol açılacaktır.
Bas News kaynağı, ABD'nin Irak politikasını şöyle açıklıyor:
"CIA, Yabancı Komite ve ABD güvenlik yetkilileri Bağdat, Londra, Erbil ve Amman'da bazı Iraklı siyasetçilerle görüşmüş ve onlara şimdiki durumun makul olmadığını belirtmişlerdir. Bu toplantılarda, Irak'ın DAEŞ'ten temizlenmesi yolunun bu ülkenin 3 bölgeye parçalanması olduğu ileri sürülmüştür.
Adı geçen haber kaynağına göre, ABD, Iraklı siyasetçilere yeni federal bir devletin BM Güvenlik Konseyi’nin desteğiyle kurulacağını, Irak’ın İsviçre’ye benzer bir devlet yapısına sahip olacağını ve stratejik olarak Irak’ın bölgede birinci dereceye ulaşacağı sözünü vermişlerdir.
ABD açısından bu planın tek sorunu yeni bölgesel yönetimlerin isimlerini Şii ve Sünni olarak adlandırmaktır. İddialara göre, Amerika, Irak’ta kurulacağını planladığını bölgesel yönetimlerin Şii ve Sünni olarak adlandırılmasını pek hoş bulmuyor. Lakin ABD açısından üç bölgesel yönetimden birisinin IKBY (Irak Kürt Bölgesel Yönetimi) olarak anlandırılması kargaşaya yol açacak bir konu değildir.
Diğer önemli konu, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi bazı ülkelerin Irak'ta varlıklarını sürdürmesidir. Suudi Arabistan, DAEŞ üzerinden amaçlarına ulaşabilmezse, Irak'ta yeni kompololar kurmaya devam edecektir. Türklerin Irak’taki Başıka kampından geri çekilmemesini de başka bir sorundur.
Irak'ın şu anki durumu karmakarışık konulardan ibarettir. Dolayısıyla DAEŞ'ten sonraki dönemde bile kargaşalar devam edebilir. Bu sorunların önlenmesi için Irak’taki bütün siyasi grupların anayasa ile uyum sağlaması gerekiyor.
yorumunuz