İran Cumnhurbaşkanı Hasan Ruhani, nükleer anlaşmanın hayata geçirilmesinin yıldönümü nedeniyle bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
220 basın mensubunun katıldığı bu basın toplantısında Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani gündemdeki konuları değerlendirdi.
Ayetullah Haşimi Rafsancani’nin vefatına işaret eden Cumhurbaşkanı Ruhani, “Bugün o büyük insan artık aramızda değildir. Biz bugün doğrudan o büyük insanın düşüncelerinden yararlanamayız. Lakin onun geride bıraktığı yol ve nasihatlarını dikkate alarak, ılımlılık, akıl ve sabırla ülkenin sorunlarını çözebiliriz” dedi.
İran’ın bazı alanlarda büyük başarılara imza attığını ifade Ruhani, daha büyük başarılara da ulaşmak için çok çaba sarfedildiğini kaydetti.
İran nükleer programı dosyasını büyük bir başarı olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Ruhani, “Biz, bütün dünyaya İran’a karşı baskıcı davranılmaması gerektiğini ispatladık. İran, dünya çapında birçok konuda önemli roller üstlenebilir. Bölge ve dünya genelinde İran’ın olmayışı büyük bir hasardır” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Ruhani sözlerine şöyle devam etti: Bütün dünyaya İranofobinin yanlış bir olgu olduğunu ispatlamak istiyorduk. İran dünyada barış ve güvenlikten yanadır. İran olarak, siyasi alanda büyük başarılara ulaştık. Biz milli haklarımızı iade etmeyi başardık. Uranyum zenginleştirmeyi İran’ın doğal hakkı olarak biliyoruz. Bugün BM ve bütün dünya İran’ın barışçıl nükleer faaliyetlerini resmiyete tanıyor.
Al Jazeera muhabirinin Astana’da düzenlenecek Suriye barış görüşmeleri hakkındaki sorusuna ilişkin Cumhurbaşkanı Ruhani, “Bölgesel gelişmeler ve özellikle de Suriye meselesi bizim için çok önemlidir. Bu ülkede ateşkesin sağlandığı için mutluyuz. Suriye hükümeti ve silahlı gruplar arasında sağlanan bu ateşkes olumlu bir başlangıçtır. Tabii ki bu konu DEAŞ ve Nusra Cephesi gibi törör örgütlerini kapsamıyor. Bu ateşkes korunmalıdır. İran, Türkiye ve Rusya Astana’daki görüşmeler için çok çaba sarfediyor. Astana'daki görüşmelerin temelini Suriyeli-Suriyeli müzakeresi oluşturacak.
Ruhani, Rusiya Al-Yaum muhabirinin İran-Suudi Arabistan ilişkilerine dair sorusunu şöyle yanıtladı:
İran politikası, komşu ve özellikle de İslam ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesidir. Fars Körfezi İşbirliği Konseyi’ne üye ülkeler de bunun dışında kalmıyor. Biz bu ülkelerle her zaman olumlu ilişkiler içerisinde olmayı isteriz. Lakin bu sorunu bizzat Suudi Arabistan başlattı. Bu sorun Suudi Arabistan’ın komşu ülkesine saldırmasıyla başladı. Tabii ki dost ve kardeş Yemen’e düzenlenen saldırıların durdurulması Suudi Arabistan ve bölgenin yararınadır. Arabistan'ın Bahreyn’e yönelik müdahalesine son vermesi için de aynı tavsiyede bulunuruz.
İran’ın ikili ilişkiler açısından Suudi Arabistan’la herhangi bir sorunu yoktur. Temel mesele Suudi Arabistan’ın bölge ülkelerine yönelik müdahalesidir.
Geçen sene Şeyh Nimr’in idamı gibi bazı meseleler ortaya çıktı. Bu nedenle de Suudi Arabistan tek taraflı olarak İran’la ilişkilerini kesti. Bu olaydan sonra da Irak ve Kuveyt gibi bazı ülkeler ikili ilişkilerin normalleşmesi için arabuluculuk yapmaya çalıştılar.
İran olarak, bölgede güven ve istikrarın sağlanmasını istiyoruz. İran’ın Suudi Arabistan’ın içişlerine müdahale etme niyeti yoktır. Bu ülkenin siyaset meydanından silinmesini de istemiyor. Lakin bu tür yaklaşımların sergilenmesi ve teröristlerin de Suudi kaynaklarını kullanması durumunda o ülke yetkililerin doğru yolu bulmalarını ümit ederiz.
ABD’nin yeni Başkanı Doland Trump’ın nükleer anlaşmaya bağlı kalıp kalmayacağı sorusuna da yönelik Cumhurbaşkanı Ruhani, şunları kaydetti:
Trump’ın söyledikleri daha çok slogan niteliğindedir. İlk aşamada bir sorun çıkacağını düşünmüyorum. Çünkü nükleer anlaşma ikili bir anlaşma olduğu için Kimsenin de bu alaşmayı sevip sevmemesi önemli değil. Nükleer anlaşma için müzakerelerin yeniden başlatılması da anlamsızdır. Yıllar boyunca süren müzakerelerde nükleer anlaşma metinin her kelime ve cümlesi ele alınmıştır. Artık geriye dönüşün bir anlamı yoktur.
yorumunuz