22 Ara 2015 14:46

ABD-AKP-İsrail-Barzani-PYD cephesi örülüyor

ABD-AKP-İsrail-Barzani-PYD cephesi örülüyor

Tahran, 22 Aralık 2015 - AKP Hükümeti son olarak İsrail’le de anlaştı. Neden? Çünkü 5 yıldır “İsrail karşıtlığına” taktik bir süreç olarak ihtiyaç duyan Erdoğan artık Rusya-İran-Irak-Suriye cephesine karşı Tel Aviv’le de yan yana durma mecburiyeti duydu. Üstelik bu kez İsrail gazı gibi bir avantaj da var…

AKP bu anlaşmanın hemen öncesinde de Barzani’yle mevcut anlaşmalarını yükseltmişti. Öyle ki Ankara’ya gelen Mesut Barzani Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı bile artık ziyaret edebiliyordu. AKP Hükümeti’nin Musul’a asker sevkiyatı da Barzani‘yle ittifakının gereğiydi.

Diğer yandan İncirlik’e gelen ve AKP Hükümeti’ne “hava ve kara harekatı” mesajı veren ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, hemen ardından Irak’a gitti ve Barzani’nin Peşmergeleri ile PYD’yi Washignton’un iki önemli ortağı ilan etti!

Böylece ABD-AKP-İsrail-Barzani dörtlü cephesi örüldü. Sırada Ankara’ya PYD’yi kabul ettirmek var. PYD lideriSalih Müslim‘le defalarca görüşen ve alt anlaşmalar yapan AKP Hükümeti için kuşkusuz bu zor olmayacak!

RUSYA POLİTİKASI NEDEN DEĞİL SONUÇ

Kimileri bu dönem ile Stalin dönemi arasında benzerlikler kuruyor: “Stalin’in hataları nedeniyle Türkiye NATO’ya girdi, Putin’in hataları nedeniyle Türkiye ABD ve İsrail’e yanaşıyor.

Ancak bu analojide şöyle bir terslik var. AKP Hükümeti Rusya’nın politikaları nedeniyle ABD’ye yanaşmıyor; tersine ABD’nin yanında olduğu için Rusya’yı karşısına alıyor.

Yani Türkiye-Rusya ilişkisinin geldiği şu aşama bir neden değil, bir sonuçtur. Türkiye-Rusya ilişkileri, Türkiye-ABD ilişkilerinin sonucudur.

Erdoğan‘ın Çin’le füze anlaşması, Rusya’ya Türk Akımı anlaşması ve hatta “bizi Şangay İşbirliği Örgütü’ne alın” mesajları Batı’yla pazarlığında kullanmak üzere hazırladığı kartlardı.

Nitekim Çin füzesi anlaşmasını iki yıl beklettikten sonra G-20 toplantıları sırasında iptal etti. Ankara gerekçe olarak “milli füze” dedi ama ardından da acil ihtiyaç diye yönünü Fransa-İtalya füzesine çevirdi. Tabi ABD füzesine geçişin bir aşaması olarak…

Burada belirleyici neden İncirlik Mutabakatı’dır. AKP Hükümeti bu mutabakat ile başlayan süreci Rus uçağının düşürülmesi ve Musul’a asker sevkiyatı ile ivmeledikten sonra, şimdi de İsrail’le anlaşarak taçlandırmış oldu.

ERDOĞAN ‘KÖR MİLLİYETÇİLERİ’ AVLIYOR

Sürecin bu noktaya gelmesinde nedeni İncirlik Mutabakatı’nda değil de, Rusya’nın politikalarında aramak, herşeyden önce AKP Hükümeti’nin işine gelmektedir.

Çünkü Erdoğan Rus karşıtlığını hem içeride hem de dışarıda kullanmaktadır. Rus karşıtlığı ve Musul’a asker sevkiyatı gibi anketlerde destek gören hamleler, Erdoğan için başkanlık rejimine geçişin aynı zamanda kaldıraçlarıdır!

Ve Erdoğan bu hamleleriyle önce “kör milliyetçileri” avlıyor; tıpkı Menderes‘in, Demirel‘in, Özal‘ın ve Çiller‘in ihtiyaç anlarında “kör milliyetçileri” avladığı gibi…

Ve “kör milliyetçiler” Putin‘e karşı “Türkiyecilik yapacağım” derken kendilerini Erdoğan‘ın mevzisinde bulmaktadırlar. Dolayısıyla da ABD ve NATO’nun…

Günlerce Boğaz’da demirleyen NATO gemilerine karşı tek bir eylem yapılmaması, İncirlik Mutabakatı’nın potesto edilmemesi ve geçmişteki gibi İncirlik’e yürünmemesi, İsrail’le anlaşmaya sessiz kalınması,Barzani‘nin ÖKK ziyaretinin görmezden gelinmesi gibi sonuçlar, NATOTürkçü ve Türk-İslamcı sentezlerden geçen “kör milliyetçiliğin” bugün Erdoğan tarafından kolayca avlanılabildiğini resmetmektedir.

Nitekim Erdoğan bunca yıl PKK ile müzakere yürüttükten sonra Açılım’ı buzdolabına kaldırarak 1 Kasım’da da aynı avcılığı yapmış ve başarılı olmuştu!

NE YAPMALI?

Türkiye’nin nesnel çıkarları ABD’nin cephesinde değil, Rusya’nın destek verdiği bölge cephesindedir.

Peki Türkiye Atlantik cephesinden Avrasya cephesine nasıl geçer? Putin‘in söylem değiştirmesi, alttan alması, tavır değiştirmesi bunu sağlar mı? Mümkün değil!

Tamam Türk-Rus dostluğunu savunalım, Ankara’nın “daha kolayca” ABD’ye çıpalanmasına gerekçe olan Moskova politikalarına karşı çıkalım ama gerçekçi olalım: Erdoğan ve AKP Hükümeti’ne rağmen Ankara’nın yönünü bölgeye ve Avrasya’ya kaydırmak mümkün değil. Türk devrimcilerinin, milliyetçilerinin, halkçılarının asıl görevi budur!

Gerçek vatanseverlik Türkiye-Rusya “karşıtlığı” üzerinden Erdoğan’ın yanına düşmek değil, Ankara’yı bölge cephesi içinde yer almaya zorlamaktır. İç politikada bunun gereklerini yerine getirmektir; sendikaları, kitle örgütlerini, öğrencileri ayağa kaldırarak, halk hareketi örgütleyerek…

Erdoğan’ın ve dolayısıyla ABD’nin yanında yer almak, “dış düşmana karşı ülkesinden yana olma tavrı” değil, tersine bölgeyi yangın yerine götürecek ve en sonunda Türkiye’yi de bölecek süreçlere destek vermek demektir!

rasthaber.com

M.M

News ID 1858082

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
  • captcha