MHA- Sputniknews’un haberine göre, Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Türkiye-ABD ilişkileri, Soğuk Savaş döneminde de sonrasında da hep çok özel, çok farklı ve tam bir ortak stratejik vizyona dayalı yapılandırılmış bir ilişkidir.
Bugünkü görüşmelerimizde de teröre karşı ortak bir tavır almak konusunda aynı yaklaşımı benimsediğimizi bir kez daha teyit ettik. Türkiye için terör hangi etnik ve kültürel temele dayanmış olursa olsun, hangi ülkeyi hedef almış olursa olsun, hangi gerekçeyle tırmandırılmış olursa olsun insanlık suçudur. Biz, DAEŞ, PKK, DHKP-C, Nusra gibi terör örgütleri arasında bir fark görmedik, görmüyoruz. Bu çerçevede de ABD ile bütün bu terör örgütlerine karşı birlikte davranma konusunda önemli bir hassasiyetimiz var. Bu çerçevede görüşlerimizin ortak bir temele dayandığını görmekten de memnuniyet duyuyoruz.
Suriye ve Irak'taki gelişmeler, haritalar üzerinde tek tek kritik noktaları ele aldık. Türkiye olarak ulusal güvenlik kaygılarımızı Sayın Biden'e açık ve net bir şekilde ifade ettim. Türkiye sınırları boyunca ki şu anda Irak'ta ve Suriye'de sınırlarımızın ötesinde bir devlet otoritesi maalesef yok. Bir muhatabımız yok.
Irak'ta PKK'nın mevcudiyeti Türkiye'nin Irak'ta PKK ve DAEŞ'e karşı etkin bir mücadelede yer almasını gerekli kılmaktadır. Biden 2014'te de geldiğinde üzerinde durmuştuk. DEAŞ'a karşı Türkiye'nin aktif destek vermesi gerektiği konusunda. Biz bu aktif desteği göstermek için Musul'un kurtarılması yönende bir eğitim kampı kurmuştuk. Bunun Irak hükümeti tarafından yanlış yorumlanmasını doğrusu uluslararası koalisyonun DEAŞ'a karşı yürüttüğü mücadele bağlamında da doğru görmüyoruz. Orada Türkiye Irak toprak bütünlüğüne Irak'ın egemenliğine saygı çerçevesinde bulunmaktadır. Orada bulunuşumuzun tek hedefi vardı; DEAŞ'ın Musul'dan ve Türkiye'ye yakın mücavir bölgelerden uzaklaştırılmasıdır. Bu konuda da ABD ile perspektifimiz aynıdır. DEAŞ'ın Irak ve Suriye'de etkisi kırılana kadar halkın desteğine sahip meşru yönetim güçlerinin kontrolünü sağlayana kadar bu mücadelede çalışmaya devam edeceğiz.
Türkiye ve ABD, Suriye konusunda eskiden beri çok derin ve kapsamlı istişarelerde bulunagelmiştir. Türkiye'nin hedefi, ABD'nin de bunu desteklemesinden memnuniyet duyuyoruz, sınırlarımızdaki bütün DAEŞ unsurlarının temizlenmesidir. Sınırımızda kesinlikle DAEŞ unsuru görmek istemiyoruz. Son dönemde Suriye ılımlı muhalefetinin DAEŞ'e karşı yürüttüğü mücadele bu bakımdan Türkiye ve ABD olarak desteklenen mücadeledir. Ancak yine bu mücadele esnasında Rusya'nın hava operasyonlarının bu mücadeleye engel olmaması, bu mücadeleyi sekteye uğratmaması konusunda da ortak kaygılarımızı paylaştık. Biz sınırımızda ne DAEŞ ne PKK ne de rejim unsurlarının paramiliter güçlerini görmek istemiyoruz.
ABD Başkan Yardımcısı Biden ise, "IŞİD'i yok etmek için işbirliği yapıyoruz. Türkiye bu alanda çok önemli adımlar atmıştır. Bundan sonra da IŞİD ile mücadele için daha iyi işbirliği yapmak, istihbarat toplamak, kampanyamızı artırmak ve yerel kuvetleri destekleme için faaliyetlerimize devam edeceğiz" diye konuştu.
Biden, IŞİD'in Türkiye'nin varlığını tehdit eden tek örgüt olmadığını, PKK'nın da ona eşit bir tehdit olduğunu dile getirdi. PKK'nın barış ortamında yaşamak yönünde istek veya eğilim göstermediğinin açıkça ortada olduğunu belirten Biden, "Açık ve basitçe söylemek gerekirse, PKK terör örgütüdür ve yapmaya devam ettikleri şey kesinlikle çirkince" ifadesini kullandı. Türkiye'nin PKK'nın silah bırakıp çekilmesi konusunda müzakere yaptığını ve onların silah bırakmamayı tercih ederek Türkiye'ye başka seçenek bırakmadığını söyleyen Biden, siyasi çözüme ulaşılması yönündeki cesaretin sürmesi ancak halkının korunması konusunda da Türkiye'nin yapması gerekeni yapmayı sürdürmesi gerektiğini söyledi.
Basın toplantısının ardından Joe Biden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek için saat 15:20'de Yıldız Sarayı'na geçti. Saat 14:00'de planlanan görüşme 1 saat 20 dakika gecikmeyle başladı. Bu arada görüşmenin ardından ortak açıklama yapılacağı duyuruldu. Ancak Biden'in gelişinden kısa bir süre önce ortak açıklamanın yapılmayacağı, görüşmenin gerçekleştiği Yıldız Sarayı içindeki Mabeyn Köşkü'ne basın mensuplarının alınmayacağı bildirildi.
Y.B
yorumunuz