MHA- Saccadpur, “Bugün İran’ın dış ve iç politikası hakkında bolca konuşuluyor. Öncelikle İran’ın hangi bölgede yer aldığına dikkat etmek gerekir. Bu bölge çok huzursuz ve tehlikeli, istikrarsızlığı büyük ölçüde dünyadaki genel duruma olumsuz etki yapıyor. Bu yüzden İran’ın bölge ülkeleriyle ilişkilerine bakmak çok önemli” dedi.
Ortadoğu’nun daha önce hiçbir zaman bu kadar çatışma ve ölüm görmediğini kaydeden İranlı yetkili, teröristlerin Finlandiya’dan Orta Asya’ya çok farklı ülkelerden bölgeye akın ettiğini, bölgedeki terörün uluslararası nitelik taşıdığını, bölgede yıkım, şiddet ve cinayet ideolojisinin hüküm sürdüğünü söyledi. Saccadpur, “Ve biz bugün bu bölgede yaşıyor, tüm bu sorunlarla, yeni jeopolitik değişimlerle karşılaşıyoruz” diye konuştu.
Değişimlerin üç yönde olduğunu belirten Saccadpur, şunları söyledi:
“Öncelikle aktif oyuncu sayısı artıyor. Daha önce hiç bu kadar çok sayıda ülke, bölgesel olaylara dahil olmamıştı. Üstelik her birinin kendi yeni rolü var. Bu oyuncular kimler? Dış, daha doğrusu bölgedeki gidişata etki yapan bölgesel olmayan oyuncular var. Aralarından en güçlüsü ABD. Diğer bölgesel olmayan oyuncular İngiltere, Fransa ve Almanya, Amerikalılardan farklı bir politika izliyor. İkinci grubu oluşturan bölge ülkeleri 3 alt gruba ayrılabilir, Arap ülkeleri, İran ve Türkiye. Arap ülkeleri arasında 4 ülke önemli role sahipti, ama bugün 3’ü sahneyi terk etti, bunlar Suriye, Irak ve Mısır. Sadece Suudi Arabistan kaldı. Ama Suudi Arabistan’ın bölgedeki politikası basiret ve sağduyuya sahip değil.”
“10 yıl önce tüm komşularıyla gerginlikleri kaldırmaya çalışan Türkiye bugün ağır siyasi krizle boğuşuyor. Nedeni, Suriye’deki çatışmaya müdahalesi oldu. Ayrıca, bazı ülkelerin ve terör örgütlerinin kötü düşünülmüş ulusal aşiret ve ulus ötesi politikasına dayanması gibi faktörler de bölgedeki stratejik durumu karmaşık hale getiriyor. Bu noktada IŞİD gibi hem bölge ötesi hem de bölgesel olan bir oyuncuya işaret edilebilir.”
Tüm bu çok kutupluluğa ve istikrarsızlığa rağmen İran’ın, bölgenin en güçlü ve etkili oyuncusu olarak öne çıktığını kaydeden Saccadpur, şöyle konuştu: “İran hiç şüphesiz bölgedeki olayları etkileyen kilit bir ülke. İran olmadan bölgedeki hiçbir kriz çözülmüyor. Ama İran’ı farklı kılan öncelikle iç istikrar ve güvenliğidir. Son seçimler, ülkedeki iktidar değişikliğinin, diğer ülkelerden farklı olarak tamamen sakin, doğal ve anayasaya uygun, şiddetsiz, çatışmasız geçtiğini gösteriyor. Bu seçimler, İran’ın gücüne güç kattı. İran’ın dış politikasının temelinde bağımsız kimlik, iç istikrar ve güvenlik, bağımsız dış politika karışımı yatıyor.”
Rusya’nın bölgedeki kriz ve çatışmaların çözümüne katkısını değerlendiren İranlı diplomat, Rusya’nın bölgede başarılı olmasının büyük ölçüde bölgenin en büyük ve en güçlü oyuncusu olan İran’la sahip olduğu stratejik ortaklığa bağlı olduğunu vurguladı.
Saccadpur, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Ülkelerimiz arasındaki işbirliğinin yeni sayfası açıldı. Bu işbirliği azami ölçüde açık ve ulusal kimlik ile bağımsızlığı koruma ilkelerine dayanıyor, bölgedeki durumu iyiye doğru değiştirecek güçte. Örneğin, İran ve Rusya arasındaki işbirliği Suriye’deki gidişatı değiştirdi. Ancak bu İran ve Rusya’nın kendi bağımsız duruşlarından vazgeçtiği anlamına gelmez. Görüş ve eylem birliği, bölgedeki durumu değiştirdi. Hatta tüm dünyanın beklentisi, sadece Rusya ve İran’ın Ortadoğu’daki durumu normalleştirebileceği yönünde.”
Suriye’de hangi grupların terörist olarak gösterilebileceği konusunda İran ve Rusya’nın görüşlerine de değinen İranlı yetkili, şunları söyledi: “İran için, Suriye’nin meşru hükümetine karşı silahlı mücadele yürüten herkes terörist. Ama Suriye’de teröre karşı mücadeleye yönelik Rusya ve İran arasında fikir birliği var. Siyasi koordinasyonun yanı sıra, büyük verimle çalışan Bağdat merkezli Bilgi Merkezi kapsamında ülkelerimiz arasında uygulamalı işbirliği var. Muhtemelen Suriye’nin geleceğine ilişkin yaklaşımlarda belirsizlik var. Ama İran’ın bu konudaki duruşu net, Suriye’nin geleceğine Suriye halkı karar vermeli.”
Y.B
yorumunuz