20 Mar 2020 11:20

İran’daki geleneksel "Nevruz Bayramı" nasıl kutlanır?

İran’daki geleneksel "Nevruz Bayramı" nasıl kutlanır?

Nevruz kutlaması eskilerden günümüze kadar İran halkı arasında devam edenen önemli ve en büyük geleneklerden birisi. İran’da bir bayram olarak Kabul edilen ve 21 Mart’a denk gelen Nevruz, Ferverdin ayının birinci günü ile ilkbahar sevincinin göstergesidir.

2010’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 3000 yıldan beri kutlanmakta olan bu şenliği “Nevruz Bayramı” ilan etmiştir. 2009 yılında toplanan Birleşmiş Milletler Manevi Kültür Mirası Koruma Kurulu da, İran yönetiminde ve Azerbaycan Cumhuriyeti, Hindistan, Kırgızistan, Pakistan, Türkiye ve Özbekistan dahil 7 ülkenin katkısıyla akıl, ümit, itidal, hoşgörü simgesi olan Nevruz’u “Dünya Manevi Kültür Mirası Listesi”ne dahil etmiştir. Bu özel günün tarihine bakacak olursak, İran’ın oluşumundan bile öncesine dayandığını görebiliriz. Diğer bir deyişle Orta Asya ve Batı Asya’da “Kıyamet Bayramı” ile “Yaratılış Bayramı” olmak üzere iki çeşit kutlama yapılırdı. “Kıyamet Bayramı” ilkbaharın başında ve “Yaratılış Bayramı” ise sonbaharın başında kutlanıyorduu. Ancak yıllar sonra bu iki bayram birleşip Nevruz olarak adlandırıldı. Hala ayakta olan ve İran’ın en eski geleneklerinden biri kabul edilen bu kutlama baharın ilk gününde yapılmaktadır.

Nevruz, Farsça yeni (nev) ile gün (ruz) sözcüklerinden oluşmuş birleşik bir isimdir. Yılbaşının ilk gününe, yeni gün anlamında “Nevroz” veya “Nevruz” denmiştir. Nevruz, toprak altındaki canlıların uykudan uyanışı, dirilişi ve kısaca baharla buluşmalarını sağlayan kutsal bir gündür. İran’ın dünyaca ünlü bilim adamı Ebu Reyhan Biruni de eserlerinde sık sık Nevruz’dan söz etmiştir. Biruni, Nevruz’u şöyle anlatıyor: Nevruz, Ferverdin ayının ilk günü ve Yeni yılın başlangıcıdır. Bu yüzden bu güne Nevruz (yeni gün) adı verilmiştir. Eski çağlardan beri İran kültürünün bir parçası olan bu törenler doğadan alınmış maddi ve manevi ihtiyaçların bir parçası olarak tarih boyunca devam etmiş ve bugünlere kadar gelmiştir.
Nevruz kutlamaları da günümüzde İran’ın şehirlerinde ve köylerinde büyük bir özen ve coşkuyla düzenleniyor. İran milleti her yıl yeni yıla girmeden önce yaşamını yapabileceği kadar değiştirmeye çalışır. Bu değişikliklerle güzel geleneklerden birisi temizlik yapma işidir. Bu gelenek çoğu zaman Nevruz’a bir veya iki hafta kala gerçekleşir. Bunun yanı sıra bazıları yeni yıla girerken ortamı değiştirmek için eve yeni eşyalar satın alır. Bu yüzden yılın son günlerinde alış veriş merkezleri da çok hareketli olur.

İran’da Nevruz bayramında yeni giysileri giymek doğadan esinlenen eski bir adettir. İran halkı ağaçların yeşermesi ve yer yüzünün yeşerip tazelenmesi ile birlikte yeni elbise giymeyi uğurlu ve mutluluk vesilesi olarak algılıyor. İran’daki herkes yılın son ayında takvime bakmak zorunda kalmadan şehrin sokaklarındaki insanların coşkusundan tüm ülkenin büyüleyici bir etkinliğe hazır olduğunu anlayabilir. 

İnsanlar Nevruz’u kutlamak için yaklaşık 25 gün önce doğanın uyanış sembolü olan buğday, arpa, fasulye, mercimek, nohut gibi bitki tohumlarını suda bekletip sebze yetiştirir. Bugün yaşamın sembolü olan sebze geçmişte anlam bakımından daha farklı olarak o dönem de tarıma dayanan ekonomi ile ilgiliydi.

Çarşamba Suri (Yılın Son Salı Günü Kutlaması):

İranlı kavimlerin Nevruz’dan önce kutladığı törenlerden biri de Çarşamba Suri’dir Bu tören ateş törenlerinin bir parçasıdır. Nevruz gelmeden yani yılın son Salı günü ateş yakılarak kutlanır. Ateş İranlılara göre aydınlık, nur ve temizliğin sembolüdür. En önemlisi de ateşin Tanrının azametinin bir sembolü olmasıdır. Ateş yakılarak yapılan kutlamalarda Ehrimen’in (Şeytan) yarattığı hastalık, kötülük ve kirliliğin temizlenmesi amaçlanır.

Nevruz ve “Heft Sin Sofrası”: 

Nevruz kutlamalarının en önemli bölümünüyse “s” harfiyle başlayan 7 şeyin bulunduğu sofranın (Sofrayı Haft Sin) hazırlanması oluşturuyor. Heft Sin Nevruz’da kurulan geleneksel ritüelik bir sofradır. İranlıların özenle kurduğu bu sofrada İran alfabesinde “S” harfiyle başlayan şu yedi madde bulunur: Senced (iğde), Sebze, Samanu (bir çeşit tatlı), Sîr (sarımsak), Sîb (elma), Sumak ve Sirke. Bu 7 şeyin bereket ve uğur getireceğine inanılıyor. Geleneğe pek uymasa da, eksik kalan bir “Sin”, bir başkasıyla değiştirilebilir.
Aslında Heft Sin Sofrası aile halkını bir araya getirmek için güzel bir bahane sayılır. Yeni yıla girmeden önce insanlar sofranın etrafına toplanarak, birbirleriyle doya doya zaman geçirirler. Daha sonra yeni yıl gelir ve herkes birbirine iyi dilekler diler. Ailenin yaşlı üyeleri genellikle çocuklara bayramlık olsun diye bir miktar para hediye eder. Bu kapsamda yapılan diğer bir tören de fal açmaktır. Buna göre Hafız’ın enerjik şiilerinden bir parça seçilip önümüzdeki yılın olayları tahmin edilir. Heft sin sofrasında yer alan sikke ile bitkiler birer değerin simgesidir:

1. Sebze: Buğday başağı haftalar önce suya konulur ve yeşillenmeye bırakılır. Sebze, neşe ve mutluluğun ve güzel ahlakın simgesidir. Yeşillik neşeli ve zinde olmayı, iyilik ve güzelliği beraberinde getirir. Yeşil renk düşünce dalgalarımızı dengede tutar ve bize huzur verir. 

2. Samanu (Tahıldan yapılma bir çeşit tatlı): Sabır ve direnişin, adaletli ve güçlü oluşun nişanesidir.

3. Senced (kurutulmuş iğde): Sevgi ve akla yönelişin göstergesidir; ilim ve tefekküre ve bilgeliğe saygı duymaktır. 

4. Sir (Sarımsak): ölçülere ve sınırlara uymanın göstergesidir. Sembolik ilaç olarak sofraya konulan sarımsak aynı zamanda insanın sağlam bir karakterle dünyaya sürekli kanaat ile bakması gerektiğini gösterir. 

5. Sîb (elma) : Güzellik, sağlık ve selamette olmaya bir işarettir. 

6. Sumak: Gün doğumu ve sabırlı olmanın sembolüdür.

7. Sirke: Olgunlaşmak ve bilgeliğin sembolüdür. Sirke, hayatın sıkıntılarını kabullenmenin, rızayet ve teslimiyetin göstergesidir. Bunlara ek olarak sofrada başka şeyler de yer alabilir. Mesela: Ayna, Hafız Divanı, Kur’an-i Kerim, kırmızı balık, tütsü ve mum. Mum; aydınlığı,

ayna; iç güzelliği, balık; hareketi temsil ediyor.

Yumurta boyamak 

İran’da Heft Sin sofrasını süslemek için ilginç bir iş daha yapılır. O da yumurta boyamaktır. Yumurta bolluğun sembolüdür ve yumurta boyamak “Heft Sin Sofrası”nın özel yönünü oluşturur.

Bayram Ziyaretleri Söylediğimiz gibi “Haft Sin Sofrası” aile üyelerini bir araya getirerek, konuşmak ve sohbet etmek için iyi fırsat sayılır. İranlılar bu adetin yapılmasıyla aile üyeleri arasındaki kargaşaların giderilmesine inanırlar. Onlara göre insanlar yeni yılı kin ve kederle başlamamalıdır. İranlılar arasında yaygın olan diğer bir inanç da o yıl bir yakınını keybeden ailelerle sempati kurmak için onların evine toplanmaktır. Bu güne özel giysiler giyilir, özel bazı yemekler de pişirilir. Topluca yenilen Nevruz yemeğinden sonra insanlar birbirlerinin yeni yılını kutlar ve mezar ziyaretleri yapılır. Yeni yıl kutlamaları çalışmak veya yaşamak için büyük şehirlere göç eden kişilerin doğum yerlerine ve ailelerinin yanına dönmeleri kadar çok önemlidir. İstatistikler de bu dönemde şehirlerarası seyahatların her zamankinden daha fazla olduğunu gösteriyor.

Sizdeh Beder (Doğa Günü) İran’da Nevruz tatili 13 gündür. İki hafta boyunca süren Nevruz kutlamaları, yılın 13. günü yapılan “Sizdeh Beder” pikniğiyle sona erir. İran halkı bu gün dışarıya çıkmakla kötülüklerin giderilmesine inanır. İran kültüründe bu geziye “Sizdeh Beder” yani doğa günü denilir. Bekar kızlar genellikle bu gün Nevruz öncesi yeşirdikleri sebzeleri doğaya götürürler. Onlar bu yıl evlenmeleri dileğiyle sebzelerin saplarını birbirine düğümleyıp sonunda da suya bırakırlar.

Yazarlar:

Azar Mahdavan

Rüya Fereyduni
 

News Code 1885326

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
  • captcha