Takvimde bazı günler vardır ki yalnızca bir ismi değil, bir ışığı, bir çağrıyı, bir mirası taşır. Bugün, o günlerden biridir; İşrak Hikmeti’nin kurucusu, Doğu İslam düşüncesinin parlak yüzü Şehâbeddin Sühreverdi’nin anma günü.
Şehâbeddin Sühreverdi’nin Yaşamı
Şehâbeddin Sühreverdi, ünlü olarak Şeyhüş-Şerâk (“Aydınlanma Şeyhi”) diye tanınır. 549 H (yaklaşık 1154 M) yılında İran’ın kuzeybatısında, bugünkü Zencan eyaletine bağlı küçük Sühreverd köyünde doğdu. İlk eğitimini doğduğu yere yakın Marâğa şehrinde aldı ve dönemin ünlü filozofu ve tıp bilgini Fahreddin Razi’nin hocası olan Mecdüddîn Cili’nin derslerine katıldı.
Marağa’daki ön hazırlık eğitiminden sonra Şehâbeddin, İsfahan’a seyahat ederek orada Züheyreddin Kari ile birlikte mantık eğitimi aldı ve Farabî–İbn Sini geleneği çerçevesinde işlenen düşünceleri inceledi.
Daha sonra yeniden yola koyulup Anadolu toplamı içine girdi. Bu süre zarfında tanınmış mantıkçi ve tarihçi Şemsüddin Şehrzuri’nin ifadelerine göre, o dönemde ruhsal yolculuğun yollarını arıyordu. Ardından Şam’a gitti, daha sonra Harran dahil olmak üzere çeşitli şehirlerde tasavvuf eğilimli önemli düşünürlerle tanıştı.
582 H / yaklaşık 1186 M yılında, onun en önemli eserlerinden biri olan “Ḥikmetü’l-Eşrâḳ”’ı tamamladı (o sırada 33 yaşındaydı). Bu kitapta, İşrâkî felsefeyi; kozmoloji, ontoloji ve yeniden yapılaştırma kavramlarını kapsamlı biçimde ele aldı.
Genç filozof, görüşlerini açıkça ve cesurca dile getirmekten çekinmedi. Bu durum, büyük zihinsel potansiyeli ve tasavvufi yaklaşımıyla birleşerek birçok çevrede tartışmalara yol açtı. Ancak nasıl ki ışık karanlığı kışkırtır, onun düşünce aydınlığı da zamanının dar görüşlü çevrelerinde huzursuzluk yarattı. İnançlarını açıkça dile getirmesi ve eski bilgelikleri yeni bir anlamla harmanlaması, bazılarını korkuttu. Sonunda, düşünceleri “tehlikeli” sayıldı ve uzak bir zindanda karanlığa terk edildi. Günlerce aç bırakıldı; genç yaşta bedeni söndü, ama düşüncesinden doğan ışık hala Doğu’nun ufkunda parlamaya devam ediyor.
Eserlerinin Sınıflandırılması
Sührevardi’nin eserleri geleneksel olarak dört sınıfa ayrılmıştır:
1. İlk eserler: Gençlik döneminde kaleme aldığı kısa metinler.
2. Edebi/derin sembolik eserler: Genellikle Farsça yazılmış mistik ve sembolik anlatılar.
3. Küçük hacimli Aristotelesçi (Müşâî) düşünceyi ele alan yazılar: Hiyâkelü’n-Nûr gibi eserlerde İşrâkî yaklaşımlar öne çıkar.
4. Büyük hacimli Arapça eserler:
• Televihat (doğa filozofisi, mantık, metafizik)
• Mukâvemet (yanıtlar, dirençler)
• Meşâriʿ ve Meţârâhât (tartışmalar ve projeksiyonlar)
• Hikmetü’l-Eşrâk
Bu eserlerin çoğu, yaklaşık on yıl gibi kısa bir sürede yazıldı ve tarih sıralamasına koymak zordur; çünkü birçok eser aynı zaman diliminde kaleme alınmıştır.
Önemli Eserleri
• Hikmetü’l-İşrâk
• Avâz‑ı Per‑i Cebrail (Cebrail’in Kanat sesi)
• Akl‑ı Sırr (Kırmızı Akıl)
• Sefîr‑i Sîmurg
yorumunuz