Başbakan Yıldırım'ın açıklamalardan öne çıkanlar şöyle:
işisel hırslarla alınmış bir karar, bölgedeki herkese daha fazla gözyaşı kararı verilmiştir. Türkiye elini kolunu bağlayıp bekleyecek değil. Uyarılarımızın yanı sıra MGK ve Bakanlar Kurulu'nda ve en son da TBMM'de tezkere oylaması ile atılacak adımlara esas olacak kararlarımızı verdik.
Ekonomik, siyasi ve askeri boyutta çalışmalarımız olacak. Dün itibariyle Bağdat, bizimkine benzer bir güvenlik toplantısı yaptı ve karar aldılar. Kararda, Irak ve Türkiye olmak üzere, birçok konuda muhatabın sadece kendileri olduğunu ve ilgili ülkelerin verilecek kararlarda muhatabın Bağdat olması gerektiği hususunda bilgilendirme yaptılar.
Kriz artık zirve yaptı, dönülmez bir noktaya geldiği için bundan sonrası hiç hoş olmayan, rahatsız edici gelişmelerin de olacağı bir sürecin başlangıcı bölgede. Ümit ederiz ki böyle bir durumla karşı karşıya kalmayız. Ama inatla Kerkük gibi, Musul gibi, yani anayasayla tanınmış sınırlar dışında da bu referandumu yapma inadı bir anlamda sıcak bir çatışmaya da zemin hazırlamıştır. Bunun da bedeli oradaki günahsız, sivil insanlara olacaktır. Bu bakımdan bizim bundan sonraki adımlarda Irak Merkezi Yöntemini daha fazla, doğrudan muhatap alarak ona göre kararlarımızı vereceğiz.
Vatandaşlarımız rahat olsun, Savaşa girmiyoruz, tedbir alıyoruz. Hava sahası ve sınır kapısı için adım atılacak. Bizim takıldığımız konu ayrımcılık hareketini kışkırtmaktır. Bunlar birinci derecede Irak için ikinci derecede komşu ülkeler için sorundur. 84'ten beri PKK ile mücadeleyi neden yapıyoruz? Bölücü hareket... Bu mücadele bir ülke egemenliğinin korunması mücadelesidir. Bu konuda attığı adımları ne kadar yanlış olacağını, ne kadar büyük bedellere sebep olacağını görecek ama iş işten geçecek. Sınır kapıları ve hava sahası, petrol boru hatları, iletişim hatları artık merkezi yönetime aittir. Muhatabımız meşru idare Bağdat ve merkezi hükümet. İşin askeri boyutu bizim aldığımız kararlara karşı, diyelim ki hudut kapısından Bağdat'a geçiş yapılacak, buna karşı bir engelleme olursa tabii ki biz güvenlik tedbirlerimizi almak zorundayız. Bunu da merkezi yönetimle birlikte yapacağız. Türkmenlere karşı bir kıyım olursa buna da sessiz kalmayacağız. Durup dururken biz hiçbir şekilde maceraya girmeyiz ama ülkemizin menfaatlerine halel getirecek bir durum olursa karşılığını hemen veririz.
İlgili bakanlıklardan oluşan bir ekip bunların detaylarını çalışıyor ve çok geç olmadan bu adımları atacağız, gerek hava sahasıyla ilgili, gerek sınır kapılarının nasıl yönetileceğiyle ilgili...Burada zorluklarımız var, bunlardan bir tanesi sınır kapılarında fiilen şu anda Peşmerge oranın yönetiminde. Irak onlardan sınır kapılarını teslim etmelerini istedi. Bunlar teslimatı yapacaklar mı, yapmayacaklar mı, orada nasıl bir gelişme olacak, onu takip etmemiz lazım. O yüzden Bağdat'la daha sıkı bir diyalog içinde bu süreci yürütmemiz gerekiyor.
yorumunuz