Moskova’nın, Viyana’da yapılan OPEC+ toplantısında, Riyad’ın talebini reddederek üretim ve arz kısıtlamasına gitmeyeceğini açıklaması, koronavirüs nedeniyle talepte yaşanan daralmayla birleşince başta Suudi Arabistan olmak üzere tüm bazı bölge ülkeleri borsalarında sert düşüşler yaşanmasına neden oldu. Geçen yıl halka arz edilen ve 1,7 trilyon dolarla dünyanın en değerli şirketi konumuna yükselen Saudi Aramco hisseleri, ilk kez halka arz fiyarının altına düşerek (32 Riyal’den 29,95 Riyal’e) büyük değer kaybı yaşadı. Viyana’da masanın devrilmesiyle, Riyad da arzı artırma ve fiyat düşürme kararı aldı. Uzmanlar kararı “petrolde fiyat savaşı” yorumuyla değerlendirdi.
Geçtiğimiz günlerde yaşanan petrol fiyatları gelişmelerinin nedenini araştıran Mehr Haber Ajansı muhabiri, konuyu Enerji Uzmanı Dr. Sohbet Karbuz'a sordu.
İşte Dr. Sohbet Karbuz ile yaptığımız röportaj:
1- Bildiğiniz üzere Suudi Arabistan ile Rusya’nın OPEC+ formülü uyarınca yeni bir kesintide anlaşamamasının ardından Riyad günlük üretimini 12 milyon varile çıkaracağını duyurdu. Bu kararın ardından finansallaşan petrol fiyatları 2014’teki seviyesine döndü. Suudi Arabistan’ın böyle bir karar alması dünya genelinde nasıl bir etki bırakabilir?
Petrol satış fiyatında çok ciddi kesinti yapacağı açıklamasıyla Suudi Arabistan zaten fiyat savaşını başlatmıştı. Üretim artışı açıklaması da Pazar payı savaşını başlattığını gösterdi. Üretim artışına bazı OPEC ve üyeleri ve Rusya da dahil oldu. Sonuç itibariyle piyasayi dengelemek için öne sürülen, arzı günlük 1.5 milyon varil kısmak yerine üretimi 4 milyon varilden fazla arttırmaya gelindi. Yani çifte şoka kapı açıldı: arz şoku ve talep şoku. Bu iki şokun beraberce ne kadar devam edeceği Korona virüsünün ne zaman kontrol altına alınabileceğine ve OPEC+ ın ne zaman tekrar masaya oturup piyasayı dengelemek için bir karar alacağına bağlı. Bu arada Trump’ın stratejik petrol rezervlerini ağzına kadar dolduracağını açıklaması acaba Amerika’nın bir müddet de olsa piyasa dengeleyici aktör rolünü mü üstleneceği sorusunu ortaya çıkardı. Herkes stokları doldurmaya çalışacak. Ya stoklar tamamen doldurulana kadar Korona virüsü kontrol altına alınamaz ise ne olur? Yani kısacası, şu anda petrol piyasası, fırtınalı bir havada kaptanı olmayan bir gemide sağa sola koşuşturan yolcuların paniğini çağrıştırıyor.
2- Petrolde Riyad-Moskova’nın 3 yıldan fazladır süren ittifakı anlaşmazlıkla bitti. Suudi Arabistan ile Rusya karşı karşıya gelmesinin siyasi bir sebebimi var?
Suudi Arabistan ile Rusya arasındaki petrol savaşı aslında Vladimir Putin ve Prens Muhammad bin Salman arasındaki savaş. Putin duygusal karar verecek birisi değildir. Suudi Arabistan’ın teklif olarak sunabileceklerini ve muhtemel sonuçlarını önceden ölçüp biçmiş olmalı. Kapalı kapılar arkasında neler konuşuldu bilmiyoruz ama Putin eline bir fırsat geçtiğini ve OPEC’in Rusya olmaksızın başarı sağlamasının mümkün olmayacağını tahmin ettiğinden dolayı belki anlaşma tekliflerine bazı siyasi kazanımlar da dahil etmek istemiş olabilir. Arabistan’ın en büyük fiyat indirimini Avrupa pazarına uygulaması sanki hedefin Rusya olduğu izlenimi veriyor.
Diğer yandan 3 yıldan fazla süren Rusya OPEC flörtünde kazançlı çıkan Amerikan kaya petrol ve gazı üreticileri oldular ve Pazar paylarını büyüttüler. Belki de Rusya Arabistan iyi polis kötü polis rolü oynayarak Amerikan kaya petrol üreticilerini hedef aldılar. Eğer gerçek amaç buysa maliyeti hesaplanandan çok fazla olabilir. 3-5 ay fiyatların çok düşük kalmasıyla kaya petrol sektörünün teslim bayrağını çekeceğini sanmıyorum. Sonuç olarak bu fiyat ve pazar savaşı çok kompleks bir durum olduğundan jeopolitik çekişmeleri de barındırmasına şaşırmamak gerekir.
3- Uzmanlara göre iki ülke arasında yeniden uzlaşma olabilir. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Haziran ayındaki OPEC bakanlar kurulu toplantısına kadar neler yaşanacak bilmiyoruz. Büyük bir olasılıkla toplantı öncesinde kanallar açık tutularak pazarlıklar yapılacak Rusya ve Arabistan arasında. Burada önemli olan kimin önceden pes edeceğidir. Diğer bilinmeyen bir soru da acaba iki ülkenin arasını yapacak bir aracının gündeme gelip gelmeyeciğidir. Eğer Rusya yaptırımları olmasaydı Amerika başkanı Trump belki bu arabulucuk rolünü üstlenebilirdi.
4- Petrol fiyatlarının azalmasından en çok zarar gören ülkeler hangileri olacak?
Arap baharı ve akabinde 2014-2016 düşük petrol fiyatlarının yarattığı hasarları henüz saramayan bir çok Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkesini iyi günler beklemiyor. Petrol fiyatlarının 30 dolar civarı ve altında aylarca kalması petrol ihracatçısı bir çok ülke için vahim ekonomik sonuçlar doğurabilir. Uzun sürmesi halinde ise ekonomik krizin bazı ülkelerde politik krizlere yol açması da söz konusu olabilir. Yaptırımlar altındaki Venezuela ve İran’ın ekonomi yaraları derinleşebilir. Fakat şunu da unutmamak gerekir ki petrol fiyatlarının çok düşük seviyelere inmesi ve o seviyelerde aylarca kalması doğal gaz ihraç eden ülkeleri de vuracaktır.
5- Böyle bir sürecin devam etmesi taktirde Petrol fiyatları kaç dolara kadar düşebilir?
Bir fiyat tahmininde bulunmak çok zor çünkü ortada yalnızca petrol sektörüyle ilgili parametreler yok. Küresel bir sağlık kriziyle karşı karşıyaız.Teknik analiz açısından kayıldığından ilk durak Brent tipi petrolde varil başına 27 dolar gibi gözüküyor. Eğer bu seviyenin altına inilirse önce 22 dolar sonra da 16 dolarda destek aranabilir. Piyasa uzmanlarının genel kanısı fiyatların en azından Haziran ayına kadar 30 dolar civarinda seyretmesidir.
6- Moskova ile Riyad arasında petrol fiyatları konusunda yaşanan savaşın kazananı kim olacak?
Öncelikle Moskova ve Riyad arasında yaşanan petrol savaşında muhtemelen kim önce pes edecek ona bakmak gerekir. Her ikisi de genelde kaybedecek ancak kimin ekonomisi daha kırılgan hale gelirse o ötekine göre daha avantajlı hale gelecek. Karşılaştırmada petrol üretim maliyetlerini temel gösterge olarak ele almak yanıltıcı olur. Bütçe açığı, cari açık, döviz rezervleri, petrol ve gaz sektörünün ülke gayri safi milli hasılasındaki ağırlığı gibi büyüklüklere ayrı ayrı bakıp kıyaslamak gerekir. Tüm bu kıstaslar ele alındığında Rusya daha avantajlı duruma sahip gibi duruyor.
Genel olarak kazanan ise ithalatçı ülkeler olacak. Herkes stokları ağzına kadar doldurmaya yönelecektir. Eğer Çin, Korona virüsünün açtığı yarayı bir an önce kapatabilirse en kazançlı durumuna gelebilir.
7- İran Petrol Bakanı Bijen Zengene, OPEC üyeleri geçmişte olduğu gibi kendilerine güvenmeleri ve OPEC üyesi olmayan ülkelerin etkisi altında kalarak karar vermemeleri lazım” değerlendirmesinde bulundu. Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Venezuela, İran ve Libya’nın üretim ve ihracat seviyeleri ve yakın gelecekte bu seviyelerde pek bir değişilik beklenmemesi, Katar’ın olmaması ile birleşince aslında OPEC’in etkinliği ve gücü son derece zayıfladı. Son gelişmelerle bir güven kaybı da yaşadı OPEC. Bugünkü şartlar altında Rusya’nın desteği olmadan OPEC’in piyasa dengeleyeci yani swing producer özelliği de fiiliyatta erozyona uğramış oldu. OPEC deyince artık üye ülkelerin sürekli birbirinin kuyusunu kazdığı, Suudi Arabistan’ın başrolde ve diğer ülkelerin sadece figüran olduğu bir yapı izlenimi hakim.
Muhabir:
Azar Mahdavan
yorumunuz