MHA'ya konuşan İstanbul Üniversitesi eğitim görevlisi ve Orta Doğu uzmanı Nuray Mert, geçtiğimiz günlerde Hamas'ın bürsonu Katar'dan Türkiye'ye taşıyacağı ve Türkiye'nin Hamas ile olan ilişkilerini neden geliştirmek istediği hakkında "Türkiye'deki yönetim, her zaman farklı nedenlerden dolayı Hamas ile yakın ilişkiler kurmak istiyordu. İlk olarak Hamas, Filistinlilerin müslüman ülkelerdeki en meşru temsilcisidir. İkincisi önemli konu ise AKP yönetimi ve Hamas, ideolojik açıdan birbirlerine yakınlar. Türkiye-Hamas yakınlığının Filistin müzakerelerinin sonuca varması açısından önemli olması da başka bir konudur. Türkiye yönetimi, dış politikalarındaki başarısızlıkları geride bırakmak için Hamas'a yakınlaşmaya çalışıyor. Türkiye, Orta Doğu politikalarında etkili olmaya çalışıyor ve Hamas da bu konuda uygun bir olanak sağlıyor. Ayrıca Hamas da Suriye krizinin başlamasından bu yana, bazı politikalarını değiştirdi ve eskiden işbirliği yaptığı ülkelerden uzaklaştı. Suriye krizinin başlamasından 3 yıl sonra bugün, batılı ülkeler ve Sünni yandaları tarafından belirlenen politikaların tamamen başarısız olması ile Suriye'deki duurmların tamamen değiştiğini görüyoruz" dedi.
Katar'ın Suudi Arabistan'a yakınlaşmak için Müslüman Kardeşler karşısında aldığı yeni tutum ve bu olayın Türkiye'nin Müslüman Kardeşler'e verdiği destek üzerindeki etkisi hakkında ise Mert, "Türkiye, Müslüman Kardeşler'e verdiği desteği arttırabilir, ama Müslüman Kardeşler'in bölge politikalarında şimdilik bir yeri olduğunu düşünmüyorum. Müslüman Kardeşler'in güç kaybetmesi, sadece askeri darbe nedeni ile gerçekleşmemiştir. Müslüman Kardeşler, batıdan aldığı desteği de kaybetmiş ve ayrıca liderleri de, Mısır'ın demokrasiye ulaşması için verdikleri sözleri tutmayacaklarını göstermişlerdi. Batılı ülkelerin Müslüman Kardeşler'e verdikleri desteği durdurmalarının asıl nedeni, bu grubun aşırıcılık ve radikalizmden mesafeli davranamamaları oldu" dedi.
Mert açıklamasının devamında, "Sadece Tunus'ta Raşid Gannuşi, batılı ülkeler tarafından uygulanan tüm baskılara rağmen, ılımlı bir yol çizebilmişti. Eğer Gannuşi de Müslüman Kardeşler gibi Türkiye'nin verdiği önerileri uygulasaydı, şimdiki konumuna ulaşamazdı. Hatta bazı Müslüman Karşeşler üyelerinin de Türkiye'nin politik önerilerine karşı oldukları biliniyor. Arap Baharı sırasında yaşanan olaylar, sadece Müslüman Kardeşler'in yetersiz oldukları ve aşırıcı gruplardan mesafeli olmadıklarını göstermenin yanısıra, bu grubun sadece batılı ülkeler tarafından verilen destek ile güç kazandıkları ve batı olmadan, hiçbir çalışma ilerletemeyeceklerini de gösterdi" dedi.
Suriye Cumhurbaşkanı Danışmanı Bouthania Şaban'ın Mısır ve cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi'yi Suriye'nin dostları olarak tanımlaması ile birlikte, Mısır'ın Suriye politikalarını değiştirmek ve Esed'in yönetimde kalabilmesi konusunda Arabistan'ı ikna edip, etmeyeceği hakkında ise Mert, "Bu konuda yapılan açıklamayı bilmiyorum ama genel olarak Suriye krizinin en iyi çözümü, büyük bir koalisyon ve birlik oluşmasıdır. Sünni-Batılı birliğin, Protestocular adı altındaki aşırıcı İslami örgütlerin yarattığı tehlikelerin farkına vardıkları düşüncesindeyim. Ama Esed'i destekleyen güçler de Esed'in de orta yol bulunması için çalışmalar yapması ve hatta gücün el değişmesi veya bölünmesi konularını da göz önüne alması gerektiğini kabullenmelilerdir" dedi.
yorumunuz