3 Ağu 2025 15:26

Pakistanlı büyükelçi, Tahran-İslamabad ilişkilerini Mehr'e değerlendirdi

Pakistanlı büyükelçi, Tahran-İslamabad ilişkilerini Mehr'e değerlendirdi

Pakistan’ın İran Büyükelçisi, Tahran-İslamabad ilişkilerini Mehr Haber Ajansı’na değerlendirdi.

İran ve Pakistan, kültürel, ekonomik ve stratejik ilişkiler bakımından zengin bir geçmişe sahiptir. Ortak sınır ve güçlü halk bağları sayesinde bu ilişkiler daha da pekişmiştir. Bu ortaklık; bölgesel istikrarın artırılması, ekonomik kalkınma ve ticaret, enerji ve güvenlik gibi çeşitli alanlardaki iş birliği açısından kilit rol oynamaktadır.

Bu doğrultuda Pakistan’ın Tahran Büyükelçisi Muhammed Müddesir Tipu, Mehr Haber Ajansı’na verdiği özel röportajda ikili ilişkilerin çeşitli boyutlarını, mevcut zorlukları ve önümüzdeki fırsatları değerlendirdi ve bölgesel etkileşimin barış ve refaha ulaşmadaki önemine vurgu yaptı.

İşte röportajın tam metni:

* İran ve Pakistan ilişkilerinin en önemli ekseni nedir?

Bildiğiniz gibi, İran ve Pakistan’ın derin ideolojik, tarihi, kültürel ve coğrafi bağları var. Biz iki büyük milletiz. İran 2500 yıllık bir medeniyete sahiptir, Pakistan ise 14 Ağustos 1947’de kurulmuştur.

Bugünkü Pakistan, bölgesel ve küresel düzeyde etkili, güçlü bir ülkedir. İlişkilerimiz siyasi, diplomatik, ticari, askeri ve güvenlik alanlarında oldukça güçlüdür ve son iki yılda bu bağ daha da derinleşmiştir. Her yıl iki ülke halkı, ziyaretler ve ekonomik bağların güçlendirilmesi amacıyla seyahat etmektedir.

* İkili ekonomik ilişkilerdeki mevcut zorluklar nelerdir?

Her ikili ilişkide fırsatlar ve zorluklar bulunur. Ancak önemli olan, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ile İran Cumhurbaşkanı Dr. Mesut Pezeşkiyan’ın sürekli etkileşim halinde olmasıdır. Dışişleri bakanları da sürekli iletişim halindedir ve siyasi, diplomatik müzakereler derin bir şekilde devam etmektedir.

Ortak ekonomik komisyon gibi çeşitli mekanizmalarımız var. Bu komisyon önümüzdeki ay düzenlenecek. Bana göre, bu ilişkilerin tüm potansiyelinden yararlanmalıyız. İran ve Pakistan, ekonomik kalkınmaya, serbest ticaret bölgesi oluşturmaya ve ticaret topluluklarını birbirine bağlamaya odaklanmalıdır.

Yaptırımların özellikle enerji alanında İran-Pakistan ticari ilişkilerine etkisi nasıl oldu?

Ben her zaman konulara fırsatlar açısından bakarım. İki ülkenin ticaret sektörleri arasındaki etkileşim artıyor. Ortak sınır ticareti komitemiz var ve sınır yetkilileri sınır altyapısını geliştirmek için çaba gösteriyor.

Fırsatlara odaklanalım; zorluklar her zaman olacaktır ama ileriye doğru nasıl ilerlediğimiz daha önemlidir.

* İran-Pakistan doğalgaz boru hattı veya Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru gibi projeler, İran, Pakistan ve Çin arasında üçlü işbirliği zemini oluşturabilir mi?

Coğrafyamız benzersizdir; Çin’in 1,4 milyar, İran’ın 92 milyon ve Pakistan’ın 255 milyon nüfusu var. Orta Asya, Avrupa ve Afrika’ya erişimimiz mevcut.

İran ve Pakistan, jeostratejik açıdan seçkin bir konuma sahiptir. Çin-Pakistan stratejik ilişkileri ve İran-Pakistan tarihi ilişkileri, daha geniş bir bölgesel işbirliğine zemin oluşturabilir. İran ve Pakistan’daki kalkınma ve yatırım potansiyeli oldukça yüksektir ve Çin’in ekonomik kalkınmadaki tecrübesi eşsizdir. Ortak bir yaklaşımla, bölgedeki ülkeleri birbirine yaklaştırabilir ve herkesin fayda sağlayacağı bir ortam yaratabiliriz.

* İran ve Pakistan, özellikle Afganistan bağlamında bölgesel istikrara nasıl katkı sağlıyor? Bu alanda şimdiye kadar ne gibi adımlar atıldı?

İran ve Pakistan güvenlik kurumları arasında, uyuşturucu kaçakçılığı, yasa dışı göç ve sınır ötesi suçlarla mücadele konusunda iyi bir işbirliği mevcuttur. Bölgemiz ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştır, ancak İran ve Pakistan liderleri işbirliğini güçlendirme konusunda net bir yaklaşıma sahiptir.

İran, Pakistan’ın güvenlik stratejisinde nasıl bir konuma sahiptir?

İran ile 900 kilometrelik ortak sınırımız ve halklarımız arasında derin kültürel bağlar var. Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası platformlarda her zaman birbirimizi destekledik. İran, Pakistan için eşsiz bir konuma sahiptir ve bu durum karşılıklıdır.

Hindistan Pakistan’a saldırdığında veya İran savaşla karşı karşıya kaldığında, Pakistan, İran’ın uluslararası hukuk ve etik ilkeler çerçevesinde kendini savunma hakkını destekleyen ilk ülkelerden biri olmuştur.

İsrail’in İran’a yönelik 12 günlük saldırısı hakkında Pakistan’ın tutumu neydi?

Bu saldırıyı şiddetle kınadık. Pek çok ülke bunu yapmadı ama Pakistan kınadı. İran’ın BM Şartı çerçevesinde kendini savunma hakkını tamamen destekledik. Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Birleşmiş Milletler dahil olmak üzere tüm uluslararası platformlarda diplomatik desteğimizi sunduk.

Başbakan ve Dışişleri Bakanı, Bakan Erakçi ve Dr. Pezeşkiyan ile sürekli temas halindeydi. Liderlik düzeyinde yoğun bir etkileşim oldu. Pakistan, her platformda İran’ı destekledi.

* İran ve Pakistan arasındaki ilişkilerin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Oldukça umutluyum. Son iki yılda bu ilişkiler çok daha güçlü hale geldi. Pakistan Başbakanı, İran’a iki kez resmi ziyaret gerçekleştirdi ve İslam Devrimi Lideri ile Cumhurbaşkanı ile önemli görüşmeler yaptı. Bakan Erakçi, birçok kez Pakistan’ı ziyaret etti. Pakistan Genelkurmay Başkanı General Asım Munir de İran’a başarılı bir ziyarette bulundu.

İki ülke arasındaki güvenlik işbirliği, sadece İran ve Pakistan için değil, tüm bölge için istikrar ve güvenliğin teminatıdır. Bu ilişki, tüm bölge açısından hayati öneme sahiptir.

News ID 1929168

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
  • captcha