Mübarek Ramazan ayının son cuması olarak bilinen "Dünya Kudüs Günü" İslam ülkelerindeki insanların Filistin'in bağımsız olması isteğiyle toplu yürüyüşler yaptığı gündür.
Mehr Haber Ajansı muhabiri "Dünya Kudüs Günü" münasebetiyle Saadet Patisi Genel Başkan yardımcısı Hasan Bitmez ile bir röportaj gerçekleştirdi. Aşağıdaki yazıda bu röportaji okuyabilirsiniz:
1- Sizce uluslararası kurumlar, Filistin’deki insan hakları konusunda ne kadar başarılı olabilmiştir? Eğer başarılı olmuşlarsa neden Siyonist Rejim’in insan hakları karşıtı tavırları sürüyor?
“Uluslararası kurumların Filistin meselesinde ne kadar başarılı olabilmişlerdi” sorusu bence eksik bir sorudu. Uluslararası kurumlar Filistin’de mevcut halin devamını arzu etmektedir. Bu açıdan Siyonist Rejim’in orada yapmış olduğu katliamı ve saldırıları durdurulmaya yönelik bir samimi istek, arzu ve ya yaklaşımları yoktur. İnsan hakları, evrensel beyannamesi ve Lahay Adalet Divanı gibi kurumlar Batı’nın çifte Standardının tezahürüdür. Kendileri ile alakalı bir eksiklik yapıldığı zaman bu kurumları en güzel şekli ile işletme gayretinde olmakla birlikte kendilerine yapılan yanlışlıklara karşı gerçekçi bir adım atmakla şifte standart bir yaklaşım ortaya koymaktadırlar. Yani son dönemdeki Ukrayna savaşında da bunu görmüş bulunmaktayız. Batı’nın Ukraynalı göçmenlere karşı sergilediği davranışı ve tutumu başka ülkelerden gelen Suriye, Afganistan gibi mültecilere karşı görmemekteyiz. Bunların dini bizim dini, rengi bizim rengi gibi çifte standart ortaya koymaktadır. Dolayısıyla insan hakları konusunda uluslarası kurumların bir başarısı söz konusu değildir. Bu başarının olmadığından dolayı Siyonist Rejim daha pervasız insan haklarına karşı saldırısını devam ettirmektedir.
2- Size göre, Filistin haklarının ihlal edilmesinde en çok hangi hükümetler rol oynamaktadır ve bunun sebebi nedir?
Başta Siyonizmin kontrolünde olan Amerika, Fransa ve Almanya gibi ülkeler bu noktada daha çok rol almaktadır. Bunlar uluslararası kuruluşların başat ülkeleridir ve bunlar her yönüyle etkili olma imkanlarına sahipler. Ama olanlara göz yummaktalar. Bunun sebebi Siyonizmin kontrolünde olmaları. Zaten Siyonizm bütün dünya insanlarını kendi kölesi yapmak gayretinde. Ayrıca BM’nin ilk kararı İsrail’in tanınması kararıdır. Dolayısıyla böyle bir kuruluştan medet umulmaz.
3- Siz Saadet Partisi Genel Başkanı Yardımcısı olarak İran ve Türkiye'nin Filistin halkının haklarının korunması için hangi adımları birlikte atmaları gerektiğini düşünüyorsunuz?
Türkiye ve İran bölgemiz üzerinde hedefleri ve emelleri olan Siyonist Rejim’e karşı güçbirliği yapıp ona güçlü bir şekilde dur diyebilme imkanına sahip olan İslam dünyasının en önemli iki ülkesidir. Bildiğiniz gibi Siyonist Rejim kendilerine vadedilmiş toprak olarak Türkiye’nin ve hatta İran’nın da içine alan Arz-i Mev'ud hayali ile kendilerini diri tutmaktalar. Yani siyonizmin Irak ve Suriye gibi ülkelerdeki operasyonlarını incelediğinizde bunun neticesinde sırada İran ve Türkiye gibi ülkelerin olduğu anlaşılıyor. Siyonizmin bu hedefi canlı durmaktadır. Ortaya atılan büyük Ortadoğu projesi de aslına bu hayalin hayata geçirilmesinin adıdır. Yani büyük Ortadoğu projesinin özeti şudur: Fas’tan Endonezya’ya kadar İslam ülkesinin yönetimlerinin ve coğrafiyasının değiştirilmesi. Bu plan içerisinde İran da, Türkiye de, Pakistan da vardır.
yorumunuz