Kudüs Gücü'nün eski komutanı Şehit Süleymani'nin rolünün önemi farklı boyutlarda incelenebilir. İran'ın üst düzey uluslararası komutanı olan şehit General Süleymani, komşu ülkelerinde yaşanan çeşitli krizler ve 11 Eylül 2001 sonrasında İran'ın doğu ve batı sınırlarını etkileyen terör tehditleri gibi bölgesel tehditlerle ilgilendi. Bu komutanın en önemli rollerinden biri Siyonist rejimin işgaline karşı koymak ve Kudüs'ü kurtarmaktır. Hamas Siyasi Ofisi Başkanı İsmail Heniyye, şehidin cenaze töreninde yaptığı konuşmada, "Komutan Şehit Süleymani tüm hayatını Filistin'e destek için atadı. Bu büyük komutanın Kudüs şehidi olduğunu ilan ediyorum” demişti.
Mehr Haber Ajansı General Kasım Süleymani'nin şehadet yıldönümü münasebeti ile Türk uzman Dr. Mehmet Perinçek ile bir röportaj gerçekleştirdi.
1- Filistin meselesinin canlı tutulmasında Şehit Süleymani'nin rolünü nasıl buluyorsunuz?
Filistin davasının başarısı İsrail ve ABD’ye karşı onu dengeleyecek bir güç yaratmaktan geçiyor. Filistin davası başarıya nutuklarla değil somut icraatlarla ve somut güç yaratarak ulaşabilir. Belki şehit Süleymani’yi biz kürsülerde sert sözler söylerken görmedik ama Filistin davasının gerçek başarısı için önemli çabaları oldu. Süleymani'nin Filistin'deki direniş gruplarına silah sevkiyatını sağlaması, askeri olarak onların eğitiminde rol oynadığını füze yapımı ve saire gibi hususlarda lojistik alanlarda önemli görevler üstlendiğini diyebiliriz.
Hatta İsrail’in Gazze’deki başarısızlığında ve o tünel yapımında Süleymani’nin önemli rol oynadığını biliyoruz. Dolayısıyla Süleymani Filistin davası açısından İsrail’e o karşı gücü ve dengeleyici gücü yaratmakta büyük çabaları olduğu herkes tarafından biliniyor. Bu çabalar sayesinde de bu bugün İsrail siyonizmi cephede yenilgiyle karşı karşıya.
Tabii burada altını çizmek de gerekir. Bir felsefe olarak Süleymeni mektebinin benimsenmesi, yayılması çok önemli. Filistin davası sadece Arap dünyasının veya sadece İslam dünyasının bir davası değildir. Ya da sadece Arap dünyasıyla veya İslam dünyasıyla sınırlı kaldığında da gerçek bir zafere ulaşamayacaktır bu açıdan da Süleymani mektebinin bütün ezilen dünya coğrafyasında gelişmekte olan ülkeler coğrafıyasında İsrail siyonizmi ve ABD emperyalizmi ile çıkarı çelişen bütün ülkelere Filistin davasının Rusya’sından Çin’ine bütün Avrasya coğrafyası tarafından Güney Amerika’ya kadar destekleneceği ve bu ülkelerin nerede olursa olsun Amerikan emperyalizmine ve İsrail siyonizmine karşı ortak hareket edeceği bir stratejinin gelişmesi de çok önemlidir.
2- Şehit Süleymani neden Kudüs şehidi olarak biliniyor?
Heniyye Süleymani’nin cenaze töreninde onu Kudüs şehidi olarak adlandırmıştı. Doğru da bir adlandırma çünkü Süleymani’nin Filistin davasındaki katkıları herkes tarafından biliniyor. Fakat Süleymani sadece kudüs şehidi değildir hepimizin şehidi. Tüm insanlığın şehididir. Çünkü Siyonist Rejim ve ABD emperyalizmine karşı gelmiş bir isim. Bununla birlikte ABD’nin kuklası olan PKK’ya karşı savaşan bir isimdi. Dünyanın neresinde olursa olsun Siyonist Rejim ve ABD emperyalizmine karşı savaşan Türk askeri dahil insanlık şehididir. Tüm bölge ülkelerinin karderleri aynıdır bu nedenle birlikte hareket etmeleri gerekiyor. Bu nedenle birbirimizin şehitlerini kendi şehidimiz olarak görmemiz gerekiyor. Sadece şehitleri değil birbirimizin zaferlerini de kendi zaferimiz olarak görmemiz gerekiyor. Böyle bir düşüncemiz olursa o zaman Süleymani’nin davasını yaşatabiliriz. Süleymani hem Kudüs şehididir hem tüm insanlığın şehididir.
3- Şehit Süleymani'nin İsrail'in bölgesel konumunu zayıflatmadaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Süleymani’nin İsrail’in konumunu zayıflamadaki rolü oldukça büyüktür, İran ve sadece Filistin’e değil tüm Avrasya ülkelerine büyük bir hizmeti olmuştur. Ama şimdi bundan sonrası önemlidir. Yani Süleymani’nin bıraktığı mirasa nasıl sahip çıkacağız. İlk önce islam dünyasındaki Sünni ve Şii ayrımına son vermek ve İslam dünyasını birleştirmek önemlidir. Diğer taraftan Filistin direnişinin sadece Arap ve İslam dünyasına hapsetmek değil Avrasya’daki büyük güçleri bir araya getirerek hem Filistin’i hem Ortadoğu’yu hem de tüm Avrasya’yı özgürleştirecek adımları atmak stratejileri geliştirmek gerekmektedir. Bununla birlikte Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlayacak adımları atmak demek Süleymani’nin davasına sahip çıkmak demektir. Türkiye, İran, Rusya ve Suriye bir araya gelerek. İdlib’deki ve Fırat’ın doğusundaki hem terör odaklarını hem de oradaki selefi terörünü ortadan kaldıracak adımları atmalıdırlar.
Önümüzdeki yapılacak Astana toplantısı bunun için çok iyi fırsattır ve Tahran, Ankara ve Moskova orada önemli kararlar alarak hem Fırat’ın doğusundaki PKK ve PYD bölücü terörüne son verecek adımları hem de İdlib’deki terör odqaklarını ortadan kaldıracak adımları palnlamalıdırlar ve bunla birlikte orada ABD’nin de vrlığı son bulmuş olacaktır. Hem İdlib’deki terör odakları hem de Fırat'ın doğusundaki bölücü terör odakları ABD ve İsrail desteklidir. Süleymani’nin davasına sahip çıkmak da bunları temizlemekten geçer. Süleymani tabii IŞİD’e karşı mücadelesi de bilinmektedir. Bu anlamda da Süleymani’nin davası tamamlanması açısından da bu adımlar atılmalı ve bu karalar alınmalıdır. Geçtiğimiz günlerde Irak’ın kuzeyinde Türk ordusu 12 şehit vermiştir .bir kaç gün önde Süleymani’nin yol arkadaşı Musevi israil saldırısında şehit düşmütür. Bu da İran ile Türkiye’nin Irak ve Suriye sahasında daha yakın bir kordinasyona ihtiyac olduğunu bize göstermektedir. O nedenle Astana toplantısı bu açıtan çok iyi bir fırsattır. Güney Kafkasya’da 3+3 platformun hayata geçirilmesi ve dış güçlerin güney kafkasya’ya müdahelesini engellenmesi yine Süleymani davasına sahip çıkma açısında önemlidir.
yorumunuz