24 Haziran 2018'de Türkiye'nin belki de tarihinin en önemli seçimlerinden birisi gerçekleşirken Recep Tayyip Erdoğan farklı seçimlerde elde ettiği başarılarından dolayı birçok uzman tarafından yine de zafere ulaşacak isim olarak görülüyordu.
Ancak sözü geçen seçimler yeni Anayasaya göre yönetilecek yeni Türkiye'deki cumhurbaşkanının üstün bir konuma yerleşerek ülkeyi daha güçlü şekilde yöeneteceği açısından ayrı bir öneme sahipti.
Böylece kıran kırana yürütülen seçim maratonunun sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm rakiplerini geride bırakarak daha ilk turda zafere ulaşmayı başardı.
Bu konuyla ilgili olarak, gazeteci ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Nazmi Pınar ile yaptığımız röportajda yazının devamında okuyacağınız kısa bir değerlendirme gerçekleştirdik.
* Seçimin ikinci tura kalacağına ilişkin ortadaki tüm tahminlere rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda zafere ulaşmasının size göre nedenleri ne?
Seçimin ikinci tura kalacağı sizinde belirttiginiz gibi sadece tahmindi. Belli bir kesimin algı operasyonu yaptığı bir tahmindi. Oysa gerçekler, yapılan anketlerde de belliydi. Erdoğan ve ekibi zaten bunu biliyordu.
Erken seçimin olma sebebi de zaten buydu. Sürekli, bazı ülkelerin Türkiye üzerinde oyun oynama ve algı ile yönetimi değiştirmek arzularını bozmak. Recep Tayyip Erdoğan bu anlamda zaten ilk turdan biteceğini biliyor ve kendine güveniyordu.
* Seçimlerin ardından Türkiye’deki siyasi ortam ile politik dengelerin ne şekilde değişeceğini öngörüyorsunuz?
Seçim sonrası artık daha güçlu ve istikrarlı bir Türkiye olacağına inanıyorum. İktidar Ak Parti'nin son 2 yılda kendi içinde başlattığı yenilenme ve değişim devam edecektir. Esasen ise Muhalefet kanadında ciddi bir değişimin başladığıdır.
Siyaset tüm kesimler için kendi içinde bir sorgu dönemine girerken Erdoğan'ın ekonomiyi yönetme başarısı ise bu süreçte oyunu alamadiği %50'ye yakin halkın , kendine yaklaşmasına ve tüm kesimleri kucaklamasına sebep olacaktır.
* Seçim başarısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürt sorunu, terör meselesi ve AB üyeliği gibi Türkiye’nin gündemindeki önemli başlıklara yönelik sergileyeceği tavır nasıl olacak?
Erdoğan ilk kez seçim kazanmıyor. Dolayısı ile yeni kazanmış tecrübesiz bir lider gibi değil, gücünün farkında ve halk onayını almış bir lider statüsünde yoluna devam edecektir. Kürt sorunu ve terör meselesini bir görmek yanlış olur. Kürtler de bu seçimde Erdoğan'a oy verdi. Uyum içinde Türkiye Cumhuriyeti devletine inanan kürt halkı ile zaten sorun olmaz. Ancak PKK'nın kandırdığı ve pkk iş birliğinde teröre hizmet edenlerle mücadele bu dönemde daha sert olacaktır.
AB üyeliği Türkiye için önemli. Her bir başlık için çalışmalar devam edecektir ancak AB'nin bazı ülkelerinin de Türkiye asla maskotu olmayacaktır. Turkiye önemli başlıklarda duruşu net ve dik bir tavır içinde olacaktır.
* Yeni Türkiye’deki Parlamento ile Cumhurbaşkanlığı arasındaki güç denklemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yeni parlamento yine Cumhurbaşkanlığı ile şüphesiz uyum içinde olacaktır. Burada MHP'nin varlığı ve birlikteliği ise son derece stratejiktir. MHP bu süreçte Türkiye'nin geleceği için hem bir şans hem de varlığı ile büyük bir sorumluluk yakalamıştır.
* Seçimlerdeki keskin sonuçların ardından yeni bir stratejik konuma yerleşmeye başlayan Türkiye’nin bölgesel politikaları hangi yönde ilerleyecek?
Türkiye'nin hem siyasi hem cografik konumu zaten her daim stratejik bir öneme sahiptir. Kendi içinde siyasi liderliği daha güçlü bir Türkiye'nin dış politikası da elbette daha tutarlı olacaktır.
Türkiye'nin gerçek dost ve düşmanlarını daha net gördüğü süreç geri de kalmıştır. Şimdi onları ayırt edebilen bir Türkiye liderliği olarak farklı stratejik iş birlikleri dönemi başlayacaktır. Özellikle islam coğrafyasının birlikteliği Türkiye için olmazsa olmazdır inancındayım.
Röportaj: Kamran Azar ve Yaser Nazifi
yorumunuz