İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade, bugün basın mensuplarına yaptığı açıklamada gündemdeki konuları değerlendirdi.
Güney Kafkasya'da '3 artı 3' formülü
Hatipzade, Azerbaycan'ın 3+3 formattaki işbirliği teklifine yanıt olarak, "Azerbaycan topraklarının kurtarılmasıyla birlikte Kafkasya ülkeleri ile İran İslam Cumhuriyeti, Rusya ve Türkiye arasında ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı temelinde işbirliği yapılması için uygun bir zemin hazırlanmıştır. Bu kapsamda İran, bölgedeki diplomatik faaliyetlerinde üç artı üç modelini izlemiştir." dedi.
Hatipzade, "Kafkasya'nın üç ülkesi, Rusya ve Türkiye ile yakın ilişkilere sahibiz. Dolayısıyla İran böyle bir işbirliğinin ilk adımlarını atabilir." ifadesini kullandı.
'Reisi hükümetinin nükleer anlaşma tutumu değişmeyecek'
İran'ın nükleer anlaşma tutumunun hükümet değişikliğiyle değişmeyeceğini belirten Hatipzade, şunları kaydetti:
"İran'ın nükleer anlaşma konusundaki tutumu ve yaptırımların kaldırılması, Tahran’ın ilkeli duruşlarından biridir ve hükümet değişikliği ile değişmeyecektir. Dolayısıyla bir anlaşmaya varılırsa Sayın Reisi hükümeti buna sadık kalacaktır, çünkü diğer bazı tarafların yaklaşımlarının aksine verilen taahhütlere ve vaatlere sadık kalmak İran İslam Cumhuriyeti için her zaman temel bir ilkedir."
Viyana’da yürütülen nükeer anlaşma görüşmeleri
Hatipzade, Viyana’da yürütülen nükeer anlaşma görüşmelerine ilişkin, “Viyana’daki görüşmelerde kaydedilen ilerleme, katılımcı tüm ülkeler tarafından kabul edilen bir gerçektir. Ancak diğer tarafların, özellikle de ABD'nin büyük ölçüde karar vermesi gereken önemli konular hala bulunmaktadır. Aslında nükleer anlaşmayı canlandıracak için yapılan görüşmelrin somut bir sonuca varması diğer tarafların siyasi iradesi kapsamında zor kararlar almalarına bağlıdır." değerlendirmesinde bulundu.
İran heyetinin müzakerelerin bir an önce sonuçlanmasını ve İran halkına yönelik yaptırımların kaldırılmasını istediğini aktaran Hatipzade, "Fakat İran halkının menfaatlerini sağlayan bir anlaşmaya varılması için herhangi bir süre belirlemiyoruz ve müzakereler verimli sonuca ulaşana kadar devam edecektir. Birçok kez ifade edildiği gibi anlaşmaya varmak için acelemiz yok, ancak müzakerelerin yıpranıp uzamasına da izin vermeyiz." ifadelerini kullandı.
İran-Suudi Arabistan ilişkileri
Hatipzade, Tahran ile diyaloğu olumlu karşıladıklarını, fakat İran’ın bölgenin güvenlik ve istikrarını sağlama tutmunu ispatlaması gerektiğini ileri süren Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı'nın sözlerine yanıt olarak, “Suudi yetkililer şunu bilmelidirler ki, İran İslam Cumhuriyeti ilkeli duruşu çerçevesinde her zaman Fars Körfezi bölgesinde barış ve güvenliğinin sağlanmasının bölge ülkleri tarafından yapılmasını istemiştir. İran bu yönde gösterdiği büyük fedakarlık ve çabalarıyla IŞİD ve diğer terör örgütlerinin Irak ve Suriye'deki hakimiyetine son verilmesine ve tekfirci terör grupların Fars Körfezi ülkelerine sızmasının önlenmesine yardımcı olmuştur." diye konuştu.
İran-Suudi Arabistan müzakererlerine dair Hatipzade, “Diyalog konusunu olumlu sonuçlar elde edilmesi açısından memnuniyetle karşıladık ve Suudi Arabistan ile müzakerelere olumlu bakıyoruz." dedi.
"İran Mezar-ı Şerif'teki konsolosluğunu kapattı" iddiası
Said Hatipzade, "Afganistan'ın kuzeyindeki Mezar-ı Şerif şehrinde bulunan İran Başkonsolosluğu kapatıldı" yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, konsolosluk işlemlerinin geçici olarak durdurulduğunu ve durumun sakinleştiği halinde yeniden hizmete açılacağını söyledi.
İran'dan ABD'nin Irak ve Suriye saldırısına tepki
ABD'nin Suriye ve Irak'a yönelik son saldırıları hakkında diplomatik kanallar aracılığı ile İran'a mesaj gönderdiği yönündeki iddialara dair Hatipzade, şu açıklamadarda bulundu:
“İran İslam Cumhuriyeti, bölgede güvenliğin tesis edilmesi konusunda güç ve tehdit dilinin hiçbir katkı sağlamayacağını her zaman vurgulamıştır; ABD, zorbalığın yalnızca bölgesel hedeflerine ulaşmakla kalmayıp, aynı zamanda Batı Asya'daki durumunu da kötüleştirdiğini anlamalıdır.
ABD'nin iki ülke sınırındaki Irak ve Suriye güçlerinin mevzilerine yönelik süregelen saldırıları, yalnızca IŞİD'in uyuyan hücrelerine bu terör örgütünün kalıntılarını güçlendirmek içindir."
İranlı yetkili ayrıca Tahran'ın Irak'ın iç işlerine karışmak gibi bir niyetinin olmadığını vurguladı.
yorumunuz