28 Eyl 2025 09:50

Yaptırımların geri getirilmesinin ardından Tahran'dan açıklama

Yaptırımların geri getirilmesinin ardından Tahran'dan açıklama

İran Dıişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bildiride "Süresi dolmuş kararları yeniden canlandırma girişimi, hukuken temelsiz ve haksız olmanın yanı sıra, ahlaki ve mantıksal açıdan da tamamen kabul edilemezdir." ifadesine yer verildi.

BM yaptırımlarının yeniden yürülüğe koyulmasının ardından İran Dıişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bildiride "Süresi dolmuş kararları yeniden canlandırma girişimi, hukuken temelsiz ve haksız olmanın yanı sıra, ahlaki ve mantıksal açıdan da tamamen kabul edilemezdir." ifadesine yer verildi.

Bildirinin tamamı şöyle:

İran Dıişleri Bakanlığı, İngiltere, Almanya, Fransa ve ABD’nin, İran’a karşı yaptırımları geri getiren KOEP ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı Kararı çerçevesinde eylemlerini hukuka aykırı ve haksız olarak değerlendirmektedir. Bakanlık, Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı Kararı ve bu kararda yer alan İran’ın barışçıl nükleer programına ilişkin kısıtlamaların süresinin dolmasıyla (18 Ekim 2025) sona erdirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Üç Avrupa ülkesi, ABD tarafından kışkırtılarak baskı altına alınmış ve sözde “snapback” mekanizmasını başlatmışlardır. Ancak, yükümlülüklerini sürekli olarak yerine getirmedikleri için nükleer yükümlülüklerini “açık bir şekilde uygulamamış” ve nükleer anlaşmadaki uyuşmazlık çözüm sürecini kötüye kullanmışlardır. Ayrıca, bu ülkeler, nükleer anlaşma ve UAEA güvence sistemi kapsamındaki İran’ın barışçıl nükleer tesislerine yönelik Siyonist rejimin ve ABD’nin askeri saldırganlığını açıkça veya örtülü olarak destekleyerek, uluslararası hukuku ve nükleer silahların yayılmasını önleme rejimini, özellikle BM Şartı’nın 2. maddesinin 4. paragrafını ihlal etmişlerdir. Nükleer anlaşmanın Avrupa tarafları, ABD gibi, nükleer alanı ihlal etmiş ve uyuşmazlıkları çözmek için hiçbir iyi niyetli çaba göstermemişlerdir.

Süresi dolmuş kararları yeniden canlandırma girişimi, hukuken temelsizdir

Süresi dolmuş kararları yeniden canlandırma girişimi, hukuken temelsiz ve haksız olmanın yanı sıra, ahlaki ve mantıksal açıdan da tamamen kabul edilemezdir. İran’ın barışçıl nükleer programı, Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı Kararı ve Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nda (KOEP) kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır ve 10 yıllık süresi 18 Ekim 2025’te sona erecektir.

Üç Avrupa ülkesi, bu süreçte Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı Kararı’na uymamıştır. Bu kararın 11. maddesi, Güvenlik Konseyi’nin “ilgili ülkelerin görüşlerini dikkate alması” gerektiğini öngörmektedir. Nükleer anlaşmanın diğer tarafları olan İran, Çin ve Rusya Federasyonu’nun net pozisyonlarına rağmen, Konsey Başkanı’nın, bu ülkelerin baskısı altında taslak kararı yasa dışı bir şekilde oylamaya sunması üzüntü vericidir. Çin, İran ve Rusya Dışişleri Bakanlarının 28 Ağustos 2025 tarihli ortak mektubunda da vurgulandığı gibi, Güvenlik Konseyi üç Avrupa ülkesinden gelen çarpıtılmış bir bildirime dayanarak hareket edemez. Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı Kararı’na aykırı veya onunla çelişen herhangi bir eylem, Birleşmiş Milletler üye devletleri için yasal yükümlülükler doğuramaz.

Buna göre, İran, 2015 yılında Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı kararıyla iptal edilen önceki kararların yeniden yürürlüğe konulması yönündeki üç Avrupa ülkesi ve ABD’nin iddiasını reddederek, İran da dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler üyeleri için iptal edilen kararların hükümleri ve mekanizmaları konusunda herhangi bir yükümlülük doğmadığını vurgulamaktadır. Ayrıca, tüm ülkelerin Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı kararına aykırı olan bu hukuka aykırı durumu tanımaktan kaçınmaları gerektiğini belirtmektedir. İran İslam Cumhuriyeti’nin bu konudaki tutumu, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne gönderilen 25 Ekim 1404 tarihli resmi yazıda ifade edilmiştir.

Tahran, son yirmi yılda, İran’ın barışçıl nükleer programıyla ilgili sorunların çözümü için diyalog ve diplomasiye olan bağlılığını defalarca kanıtlamış ve nükleer enerjinin barışçıl kullanımında hak ve çıkarlarını garanti altına alacak makul ve adil çözümler bulmaya hazır olduğunu göstermiştir. Bu bağlamda, İran, 2015’ten 2019’a kadar nükleer anlaşma hükümlerini sıkı bir şekilde uygulamış, Mayıs 2019’dan itibaren ise anlaşmanın 26. ve 36. maddeleri uyarınca düzeltici önlemler almış ve Avrupa ile ABD taraflarının taahhütlerine geri dönmesi halinde İran’ın da taahhütlerine derhal geri dönme olasılığını belirlemiştir.

İran, suçluları yargılamak, için mevcut tüm araçları kullanacaktır

Son dört yıl içinde İran, anlaşma ile ilgili taahhütlerinin tüm taraflarca yeniden hayata geçirilmesi veya İran’ın nükleer programıyla ilgili konuların çözümü için yeni bir müzakereli mutabakat sağlanması yönünde birçok girişimde bulunmuştur; ancak bu çabalar, üç Avrupa ülkesi ve ABD’nin ciddiyetsizliği ve iyi niyet eksikliği nedeniyle başarısız olmuştur.

Siyonist rejim ve ABD’nin 13-14 Haziran 2025 tarihleri arasında İran’ın nükleer tesislerine yönelik gerçekleştirdiği askeri saldırılar ve üç Avrupa ülkesinin saldırganlarla iş birliği, bu ülkelerin JCPOA kapsamındaki yükümlülüklerini açıkça kötü niyetle ihlal ettiklerinin bir göstergesidir. Bu saldırılar, çok sayıda İran vatandaşının şehit olmasına ve nükleer tesislerin yanı sıra ülkenin hayati altyapılarından bazılarının tahrip olmasına yol açmıştır. Bu durum, faillerinin ve komutanlarının cezai sorumluluğunun yanı sıra, saldırgan tarafların uluslararası hukuka aykırı eylemlerde bulunmaları nedeniyle uluslararası sorumluluklarını da beraberinde getirmektedir. İran, suçluları yargılamak, cezalandırmak ve tazminat talep etmek için mevcut tüm araçları kullanacaktır.

İran İslam Cumhuriyeti, son iki ayda üç Avrupa ülkesinin nükleer anlaşmasını kötüye kullanmasını önlemek için büyük çaba sarf etmiştir. 8 Eylül 1914’te Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile imzalanan mutabakat ve bu konuda İran’ın nükleer programıyla ilgili diğer konularda faydalı ve makul öneriler sunulması, üç Avrupa ülkesi ve ABD’nin dikkatsizliği ve aşırı talepleri nedeniyle sonuçsuz kalmıştır.

Aslında, diplomasi ve etkileşim için gerekli alanı sağlamak yerine, üç Avrupa ülkesi ve ABD, çatışma ve kriz yaratma yolunu seçmiş ve yürürlükten kaldırılan Güvenlik Konseyi kararlarını yeniden canlandırma taktiğine başvurarak yeni bir nüfuz elde etme yanılgısına düşmüşlerdir. Tahran, İran’ın ulusal hak ve çıkarlarını içtenlikle savunacak ve İran halkının haklarına zarar verecek her türlü hamleye kararlı bir yanıt verecektir.

News ID 1930778

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
  • captcha