Firdevsi, Divan edebiyatını derinden etkilemiş büyük bir İranlı şairdir. Günümüze Şehname adlı yapıtı kalmıştır. Şahname, İran ulusal kimliği ile onurunun bir belgesi ve aynı zamanda dünya edebiyatına sunulan en büyük destanlardan biridir. Bu eserin dünyaca ünü, onu çeşitli dillere çeviren ve kamuya açık hale getiren İranologlar ve çevirmenlere borçludur.
Şahname yedinci yüzyılda (Hicri Kameri takvimine göre) ilk kez, Pendari İsfahani tarafından Arapçaya çevrildi. Ardından Firdevsi’nin şaheseri Osmanlıca, Fransızca, İngilizce, Rusça, Almanca, İsveççe, İtalyanca, Ermenice, Tacik, Özbekçe ve diğer dillere kazandırılarak yayınlanmıştır.
Son zamanlarda, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nimet Yıldırım, Şahname’yi Türkçe’ye kazandırarak İran’da “Yılın Kitabı” ödülü sahibi olmuştu.
Yıllardır İran edebiyatıyla uğraşan Prof. Dr. Nimet Yıldırım, Mehr Haber Ajansı’na verdiği röportajda Fars dili ve edebiyatına olan sevgisini anlattı.
Aşağıdaki yazıda Nimet Yıldırım'la yaptığımız röportaji okuyabilirsiniz.
1 - Bize biraz kendinizden ve yazdığınız kitaplardan bahseder misiniz?
Nimet YILDIRIM, 1963 yılında Erzurum’da dünyaya geldi. 1984 yılında Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nde başladığı yüksek öğrenimini 1988 yılında bitirdi. 1988 yılında Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi Genel Müdürlüğü’nde uzman olarak göreve başladı. 05.02. 1990 tarihine kadar buradaki görevini sürdürdü. 1990 tarihinde Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak görev aldı. 1992 yılında Yüksek Lisans öğrenimini “Sultan Ahmed-i Celâyir ve Kitâbu’l-Mukaddime Adlı Divanı” adlı çalışmasıyla İstanbul Üniversitesi’nde tamamladı. 1996 yılında “Sa’dî-yi Şîrâzî’nin Bostân ve Gülistân’ında Sözdizimi” adlı teziyle Fars Dili ve Edebiyatı doktoru oldu. 1997 yılında Yrd. Doç. Dr. olarak atanan Nimet YILDIRIM, 1997-2003 yılları arasında Fars Dili ve Edebiyatı Anabilim dalı Başkanlığı görevinde bulundu. Nimet YILDIRIM, 2000 yılında “Fars Dili ve Edebiyatı Doçenti” oldu. Nimet YILDIRIM, 2006 yılında “Profesör” unvanını aldı.
I. KİTAPLAR
1. FARSÇA DİLBİLGİSİ, İSTANBUL 2014 (6. BASKI) (KABALCI YAYINEVİ)
2. FARSÇA’DA FİİLLER, KİPLER VE ZAMANLAR, İSTANBUL 1997.
3. FARS EDEBİYATINDA KAYNAKBİLİM, ERZURUM 2013 (3. BASKI)
4. FARSÇA CÜMLE BİLGİSİ, ANKARA 2008 (II. BASKI)
5. GAZNELİLER DÖNEMİ İRAN EDEBİYATI, ERZURUM 1999.
6. FARS MİTOLOJİSİ SÖZLÜĞÜ, İSTANBUL 2008 (KABALCI YAYINEVİ)
7. ARDAVİRAF, ARDAVİRAFNAME, İSTANBUL 2012, (ÇEVİRİ) (PİNHAN YAYINEVİ)
8. İRAN MİTOLOJİSİ, İSTANBUL 2012, (PİNHAN YAYINEVİ)
9. İRAN EDEBİYATI, İSTANBUL 2011, (PİNHAN YAYINEVİ)
9. FİRDEVSİ, İSKENDERNAME, İSTANBUL 2014 (ÇEVİRİ) (KABALCI YAYINEVİ)
10. FİRDEVSİ, ŞAHNAME, İSTANBUL 2016 (ÇEVİRİ)
11. GOŞTASPNAME (İSTANBUL 2017) (ÇEVİRİ)
II. MAKALELER
1. AHMED-İ ŞÂMLÛ
2. ARDÂVÎRÂF VE ARDÂVÎRÂFNÂME
3. ARDÂVÎRÂFNÂME VE İLAHİ KOMEDYA
4. AVESTA
5. EBU’L-KÂSIM-İ LÂHÛTÎ (1266-1336 HŞ./1887-1957)
6. EDÎB-İ PÎŞÂVERÎ (1260-1349/1844-1930)
7. EDİBU’L-MEMÂLİK-İ FERÂHÂNÎ (1277-1335/1860-1917)
8. EHRİMEN
9. ELEST
10. ENDERZ-İ OŞNÂR-İ DÂNÂ: BİLGE OŞNÂR’IN ÖĞÜDÜ
11. ESKİ İRAN’DA DİNLER VE DİNSEL İNANIŞLAR-I
12. ESKİ İRAN’DA DİNLER VE DİNSEL İNANIŞLAR-II
13. FARS EDEBİYATI TARİHİNDE ÇOCUK EDEBİYATININ YERİ
14. FARS EDEBİYATINDA HABSİYYE VE ŞEKVÂİYYE -I-
15. FARS EDEBİYATINDA HABSİYYE VE ŞEKVÂİYYE -II-
16. FARS EDEBİYATINDA HABSİYYE VE ŞEKVÂİYYE -III-
17. FARS ÖĞÜT EDEBİYATI
18. FARSÇA GRAMERİ’NİN TARİHİ SEYRİ
19. FERÎDÛN-İ MUŞÎRÎ VE ŞİİRİ
20. FEYİZ
21. FİRDEVSÎ VE ŞÂHNÂME
22. FURÛĞ-İ FERRUHZÂD VE ŞİİRİ
23. GRAMER TARİHİNE GENEL BİR BAKIŞ
24. İRAN DİLLERİ
25. İRAN MİTOLOJİSİNDE ATEŞ -I-
26. İRAN MİTOLOJİSİNDE ATEŞ -II-
27. İRAN MİTOLOJİSİNDE SU, SU İLE İLGİLİ KUTSALLAR
28. İRAN MİTOLOJİSİ
29. KAHRAMANLIK ANLATISI, EFSANE VE MİTOLOJİ
30. MEVLÂNÂ’NIN DÜNYASI
31. NEYNÂME
32. PERVÎN-İ İ‘TİSÂMÎ
33. RÜSTEM-İ ZÂL
34. SA’DÎ-Yİ ŞÎRÂZÎ’NİN MEDHİYEYE GETİRDİĞİ YENİ BOYUT
35. SEYF-İ FERĞÂNÎ
36. SİMNÂN
37. SÛZENÎ-Yİ SEMERKANDÎ
38. ZEBÎHULLÂH-İ SAFÂ
39. ZERDÜŞT VE ÖĞRETİSİ
2- Fars Dili ve Edebiyatı konusunda hangi ödülleri elde ettiniz?
1. Türkiye’de:
Fars dili ve edebiyatı konulu çalışmalarımla Atatürk Üniversitesi tarafından hey yıl verilen bilimsel teşvik ödüllerinden dört yıl üst üste dört kez aldım.
2. İran’da
1. Tebriz Üniversitesi, Şehriyar Nişanı.
2. Firdevsi Üniversitesi Firdevsi Nişanı
3. İran Cumhurbaşkanlığı 24. Uluslararası Yılın Kitabı Ödülü.
4. Ferhengistan Nişanı.
3- Yıllardır Fars Dili ve Edebiyatı alanında çalışarak önemli eserleri kaleme almışsınız. Bu dilin size çekici gelen tarafı nedir?
Bu yol uzun, yorucu ve sabırlı olmayı gerektiren bir yol. Ancak bu dili ve edebiyatı benim için cazibe ve çekim alanı yapan çok önemli sebepler var: Varlığını Arapça ve Farsça kelimelerin yoğun etkisinde altı yüzyıl sürdürmüş bir edebiyat geleneği olan, Fars edebiyatının her yönden güçlü ve sürekli etkisi altında şekillenip XIII. yüzyılın sonlarından, XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar belirgin örneklerini veren “Divan Edebiyatı”mız da, bu dilin derin etkisinde kalmıştır.
Orta okul ve lise yıllarında içimde var olan yabancı dil, Fransızca sevgisi, daha sonra özel Arapça öğrenimi almam, ardından fakülte yıllarında bu iki dilin yanı sıra yoğun Farsça ve İngilizceye öğrenimim kökleri çok eskilere dayanan böylesine engin bir edebiyatı karşı özel ilgi duymamı sağladı. İslâm öncesi gelenekleri, kültürleri, dinleri ve edebiyatlarının yanı sıra İslâm sonrası Arap alfabesini kabul ettikleri sonra oluşturdukları yeni edebiyatlarının da alabildiğine zengin ve etkileyici, olması, Farsça’nın akıcı, kendiliğinden bir musiki dili oluşu bendeki dil ilgisini daha artırdı. Hele İran ulusal şairi Firdevsî’nin şaheseri Şahnâme, Sufi Fars şiirinin öncüleri Feridüddîn Attar,Senaî-yi Gaznevî, Mevlana; Safi, Hafız…. gibi söz ustalarının etkileyici ve derin anlam yüklü dizeleri bu ilgiyi doruklara çıkarmak için en etkili faktörlerdi.
4- Gelecek günlerde hangi İranlı yazarlar ve hangi eserlerini çevirmeyi düşünüyorsunuz?
1. Pervin-i İtisami,
2. Sadi, Hafız,
3. 3. Mevlana
ile ilgili çalışmalar tasarlıyorum.
5 - Fars ve Türk edebiyatlarını birbirine bağlayan özellikler nelerdir?
Fars edebiyatı; tarihsel geçmişi, etki alanı, zengin şiir dağarcığı ve çeşitli açılardan değişik boyutlarıyla, dünya edebiyatları ve özellikle de doğu edebiyatları içerisinde dikkate değer bir konuma, Türk edebiyatıyla klasik dönemlerden beri süregelen sıkı ilişkileri ve “Divan Edebiyatı” üzerindeki derin etkisiyle de, önemli bir yere sahiptir. Fars edebiyatı, gerçekte kültürel, tarihî ve sosyal gelişmeler, toplumsal değişim, düşünce ve bilgi aktarımı gibi etkenlerin yanı sıra, çeşitli alanlarda değişik dönemlerde yaşanan karşılıklı etkileşimlerin ortaya çıkardığı, insanlığın ortak kültür mirasının parçalarından biridir.
6 - Türkiye'de Fars Dili ve Edebiyatı'na ilgi nasıldır?
Ülkemizde Fars Dili ve Edebiyatına ortak kültürel ve edebi değerleri taşımamız gerekçesiyle çok eski çağlardan beri var ola gelen ilgi, Cumhuriyetin kurulmasından sonra daha çok Üniversitelerde akademik çevreler ve edebi çevrelerde varlığını sürdürmektedir. Ülkemizin büyük üniversitelerinde Fars Dili ve Edebiyatı bölümleri bulunmaktadır. Atatürk Üniversitemiz başta olmak üzere bu bölümlerde lisans, Yüksek Lisans ve doktora düzeylerinde öğretim verilmektedir.
7 - Türkler İran'ın hangi klasik ve modern eserlerine daha çok ilgi duyuyorlar?
Farsça ve Türkçe arasındaki derin ilişki tarih boyunca Türkiye-İran ilişkilerinde belirleyici olmuştur. Türk tarihinin geçmişinde edebiyatçılar, söz üstadı Hafız ve … Edebiyatımızın bir parçası olmuş ve üzerinde araştırmalar yapılmış ve kabul görmüştür, öyle ki edebiyatımızda bu büyük şairlerin eserlerinden bahsedilmektedir. Yine Türkiye’de birçok şair ve edebiyatçı bu güzel ve değerli eserlere şerh ve yorum yazmışlardır. Mevlâna’nın Mesnevî’si, Sadi’nin Gülistan’ı gibi büyük Farsça edebi eserler Osmanlı medreselerinde okutulmaktaydı. Bu şekilde uzun yıllar boyunca Arapça ve Farsça Türkçenin yanında büyük Osmanlı İmparatorluğu topraklarındaki ilmi ve kültürel kurumlarda kapsamlı bir şekilde yayıldı ve dikkat çekti. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla siyasi, ekonomik, kültürel, toplumsal alanlardaki oluşumlarda yer aldı. Bu büyük inkılap hareketindeki olaylardan biri de Türkçe’nin sadeleştirilmesi çalışmasıydı. Bu sebeple Türkiye’de yeni kurulan üniversitelerde Çince, Urduca, Hintçe ve Avrupa dilleri gibi dünyadaki birçok diller ile birlikte Farsça ve Arapça kürsüleri kuruldu. O dönemden bu yana bu diller sadece üniversitelerde öğretilmektedir.
Buna ilave olarak Farsça Türkiye’deki; dil ve edebiyat, tarih, felsefe kürsülerinde ve ilahiyat fakültelerinde seçmeli ders olarak okutulmaktadır. Şuana kadar binlerce öğrenci bu kürsülerden mezun oldu ve bunlardan birçoğu Fars Dili ve Edebiyatı üzerinde çalışmaktadır.
8 - İran'nın klasik şairi Firdevsi’nin Şahname gibi eserlerini çevirmişsiniz. Bu eserleri çevirdiğiniz zaman hiç zorluk yaşadınız mı? Klasik eserleri çevirmek zor değil mi?
Elbette Farsça gibi bir edebiyat ve şiir dilinden çeviri yapmak oldukça yetenek ve birikim isteyen bir konu. Ayrıca her biri dünya çapında ünlü şair ve yazarların şaheserlerini Türkçemize çevirmek çok kolay değil. Ancak bu işte samimi olmak, sabırlı olmak, fedakarlıkta bulunmak, işini sevmek ve işine gönül vermek işimizi önemli ölçüde kolaylaştırmaktadır.
9- Tahran’da her sene düzenlenen büyük kitap fuarını yakından gezdiniz mi? İran’a geldiğinizde İran halkın kültürünü nasıl buldunuz?
Tahran Kitap Fuarına dört kez davet edildim ve katıldım. Hayran kaldığım bir organizasyon. Her yıl katılmak isterim. İran halkının kültürüne gelince; Farsça dünya çapında bir edebiyat ve şiir dili, İran da kökeni çok eskilere dayanan büyük bir dünya uygarlığı, değişik büyük dinlerin, kültürlerin ve uygarlıkların egemenlik alanı olan bir coğrafya, son derece zengin bir kültürel alt yapısı var. Elbette bütün bunların İran halkı üzerinde olumlu yansımaları var. Şiiri ve edebiyatı çok seven, kitap okuma oranı yüksek bir halk.
10- İranlı hangi şair ve yazarın eserlerini daha çok seviyorsunuz?
Hemen hemen bütün şairleri severim. Ama en çok üzerinde durduğum şairler; Rudeki, Dakiki, Firdevsi, Sadi, Mevlana, Hafız, Nizami, Şehriyar ve Pervîn İtisamî. Yazarlara gelince birçok yazar var. Modern dönemde Abdulhüseyn-i Zerrinkub, Takî Pornamdariyan, Nasrullah-i Purcevadî… daha çok ilgilendiğim yazarlar arasında yer almaktadır.
11- Fars Dili ve Edebiyatı ile ilgilenmek yaşam tarzınızda nasıl bir etki bırkmış?
Elbette derin etkileri ve izleri var. Yaklaşık otuz yılım Fars Dili ve edebiyatına hizmetle geçti. Bu dilin edebiyatı, şiiri beni çok etkilediği için hayatımın bir parçası artık.
12- İyi bir çevirmen olmak için o ülkenin dilini anlamak yeterli mi yoksa başka bir özelliklere de sahip olmak gerekiyor?
İyi bir çevirmen olmak için hem dili çok iyi bilmek, hele Farsça söz konusu ise, Arapçayı da iyi bilmek gerekir. Bu da yetmez. Bu dilin edebiyatı, kültürü, uygarlığı, mitolojisi, bu ulusun dinleri, inanışları, toplumsal değerleri ve daha birçok özelliklerini çok iyi öğrenmek, özümsemek ve üzerinde yoğun çalışmalar yapmış olmak gerekir. Sadece dili bilmek çeviri için asla yeterli değildir.
Muhabirler:
Muhammed BURHAN
Azar MAHDAVAN
yorumunuz